Son altı ay boyunca "Alpi Harikalar Diyarında" ya fazla zaman ayırmadım. Ayırmak istediğim anlar da oldu fakat orada da zaman engeline takıldım. Bütün dikkatim oğullarımın üzerinde olsun istedim.
Hayatım boyunca yaparken en uyuzlandığım şey, buraya yazmak oldu. Yıllardır yazıyorum ama şu rutinlerimi rafa kaldırmayı beceremedim. Kahve, önceden düzenlenmiş fotoğraflar ve sessiz, çocuksuz ortam. Hem sessiz hem çocuksuz ortam??? Böyle altı ay geçer işte:) Yazarken oldukça iyi bir şekilde yazıya konsantre olmam gerekiyor. Yanımdakilere dikkatimi veremiyorum, onları duymamaya başlıyorum. İhtiyaçlarını ağlayarak anlatabilen bir bebek ile koltukların sırt yaslanılan bölümlerinde zıplayarak gezinen çocuk varsa bu çok tehlikeli olabiliyor. Hem bir de Kuzi' den gözlerimi ayırmayı istemedim. "Paylaşmam gerek I" ve "Paylaşmam gerek II" nin devamını yazıyorum bir yandan da. Orada da anlatacağım gibi; Alpi' nin ilk aylarını anımsamıyorum. Kuzi' de bu şansımı kaçırmak istemedim. Neyse; döndüm:)
Hala 5. ataktayız. Kimin ne dediği, hangi rahat anne ekolünü benimsediği umrumda değil; bu çocuk "The Wonder Weeks" deki tariflere harfi harfine uyuyor. Geçenlerde başka bir platformda da yazdığım gibi; Kuzi bir kitap bebek olsun diye çok içimden geçirmişimdir. Sadece bu kitabın The Wonder Weeks olacağını düşünmemiştim. Şimdiye kadar ki mental atakların hepsini yazıldığı gibi yaşadık. Belirtilen haftalarda başladılar ve bittiler. Kendi adıma; mental / büyüme atakları vardır, Kuzi zor değil bilakis kolay ama hassas bir bebektir, atak döneminde tüm düzeni nasıl bozuluyorsa atak bitiminde aynı şekilde eskiye dönüyor.
Atağın son günlerinde, 6 aylık bir bebek olarak geliştirdiği yeni beceriler ve edindiği yeni huylardan bahsetmek istiyorum. Oturduğu yerden bir şeyler fırlatmayı çok sevdi. Fırlatıyor, eğilip bakıyor, ulaşabilirse uzanıp aıyor yoksa bağırarak bize sesleniyor. Tekrar tekrar atıp alıyor.
Kendi kendini oyalayan bebek, birden anne sensörlü yaşamaya başladı. Kuzi yerde oynuyor diyelim, ben de koltukta oturuyorum. Birbirimizle ilgilenmiyoruz
Ufak tefek ayrıntılara dikkat etmeye başladı. Tişörtümdeki boncuklar, saçımdaki toka, saç tellerim.. Genele geçersek tavan, perdeler, lambalar, farklı bir eve gittiğimizde gezerken uzanabildiği her şeye dokunuyor. Oyuncaklarının üzerindekileri inceliyor. Emerken her zaman tuttuğu yüzüksüz baş parmağımdaki yüzüğe olumsuz tepki verdi ve çıkarmak zorunda kaldım.
Nihayet bir biberonu beğendirebildim. Bebedor' un alıştırma biberonuna ba-yı-lı-yor! 60cc' lik biberonla 150 kusur cc süt içirmek biraz zahmetli. Yine de çekirdek aile ve yakın çevremizde bu kabul coşkuyla karşılandı. Aynı formda kauçuk bir emzik de arayacağım.
Ek gıdaya başladık ve yemeğini kendisi yiyor. "Olur mu?" demeyin. Fırsat verildikten sonra oluyor.
Dudaklarıyla bıwwrrbıwrbıwwwrr yapıyor, diliyle şlak klok yapıyor. Anlatabildim mi?
(yazıya başlayalı 4 gün oldu, bitecek bitecek...)
Tükürmeyi de bugün itibariyle keşfetti. Yemek saatleri şamatalı geçer artık.
Emekleyebilen bebek bunu bıraktı, çıkardığı tüm sesleri denemeyi de bıraktı. Sadece ayağa kalkmak ve zıplamak için yaşıyor sanki. O bana tutunuyorken ayakta 3-4dk kadar düşmeden duruyor. Pencere / balkon önündeyse
Atak boyunca çok ağladı
Emmesi de sarpa sardı. 3 saatte bir emerdi, 10dk da bir emdiği de oldu, bir saatte 3 kez emdiği de..
Üzerine afiyet, bir de bronşiolit olunca tadını sevemediği şurup yüzünden kaşık görünce ağzını kitlemeye başladı. Yeni başladığı ek gıdaya ara verdim.
Ne yapacağı belli olmaz bir duygu selinde yüzüyor ve dahi yüzdürüyor. Üveeeee! Oyuncak? Elinin tersiyle vurur. Üveeee! Meme? Elinin tersiyle ittirir. Üveeee! Uyku? Yılların mekikcisi gibi birden doğrul ve zıplamaya başlasın. Üveeee! Yerdeki hoppalayı görür? Hem zıplar hem ağlar.
Giyinirken çok gülerdik birbirimize. Artık o üvelemeden hızla nasıl giydirsem stratejilerinin peşindeyim. Aynı şekilde bezini bağlayabilmek ayri bir beceri istiyor, poposunu zıplatarak ilerlemeye başladı.
Konuşmayı, dönmeyi, emeklemeyi ikinci plana attı. Tek derdi kendi başına ayağa kalkıp zıplayabilmek. Hala odasını ayıramadım. Bu iş hiç hoşuma gitmiyor. Bir düzen oturtmam gerek artık. Bu durumda yakında park yatağını alt kademeye indirmem gerekecek sanırım. Yüzükoyun durmaya katlanamıyor. Emeklemeye ara verdi yazdım ya; yüzükoyun koyunca sadecetepinerek ağlıyor. Dolayısıyla o pozisyonda uyutamıyorum da. Bakalım bu atak tamamen sona erince yeni becerileri neler olacak.
*Biterken; yazıyı 5 günde tamamlayabildim. Kendimle gurur duyuyorum ;)
6 yorum:
maşallah , dişlerden ne haber ?
Benim böyle bir yazı yazmam 5 haftayı bulurdu herhalde, seni tebrik ediyorum :)
Fotolar ve kuzucuklar harika, hep mutlu olsunlar :)
Maasallah. ellerıne saglık. bır solukta okudum
buyuk kardeslerin sinir edici gulusleri bir bizde yok yani :) ohhh rahatladim :) basima gelecekleri senden hatirliyorum :)
o minik guzel ayaklara kocaman opucukler kondurdum huzurlu, mutlu bebek sevgilerimle
Super fotograflar, bayildim! Cok tatlilar, tu tu tu :) Gelismeler de aynisinin tipkisi. Kitapta yaziyordu, giyinmekten hoslanmayacaklar bu donemde diye, hadi canim diyordum, aldim boyumun olcusunu, her harekette o uveee'ler bizde de var. Ve geri geri emekliyordu bizimki, simdi o gitti aynen Kuzi gibi ayakta durup ziplamak var, oyle mutlu oluyor ki, onun icin yasiyor tespitin cok isabetli olmus. Bir de ayakta dururken kesinlikle oturtamiyoruz, nasil dimdik yapip kasiyor kendisini oturmamak icin, inanilmaz :)) Bizimki de kitap bebek olmus Elfana, Wonder Weeks kitabi, hahaha :)))
Yorum Gönder