Kemalpaşa Kımız Çiftliği ve Nazar Köyü

Ne yapsak nereye gitsek derken; Berk' in babası hadi Kımız Çiftliğine deyiverdi. 15 dk içinde hazırlandığımız halde; 45 dk sonra evden çıkabildik. O gün "Aaaa hala başım böyle dönerken, hala gebe olmamam mümkün değil!" dediğim gündü:) RifBaba bir koşu eczaneye gitmişti de o sebeple geç çıkabilmiştik. Yani, 3 ay öncesinin postu bu:P
Çocuklar, atları gördükleri anda zapt edilemez hale geldiler. Vınnn oraya koş, vınnn buraya koş! Derhal sıraya geçip, bir yandanda atları izlemeye başladık.
Her seferinde aynı his. Yakından çok heybetli görünüyorlar. Çok da bakımlı dururyordular ki bu benim için çok önemli.


Sıra bizimkilere geldi. Asla hiçbir hayvandan korkutmadık Alpi' yi. Atlar ne kadar heybetli olurs olsun; yavru kuş sever gibi atlayıp, mıncırmaya çalıştı:)

"Kovboy oldum ben" diye gezinen bücür, atına su içirirken.

Alpi & Berk birlikte at gezintisindeler. Benimse gözüm; eyerlerin altındaki keçelerde. Metresini kaça aldılar acaba? Renk de çok canlıymış hımmm:P

At gezintisi bitince, Otağ' a bir göz attık. Ayakkabısız girildiği için; çizme, bot çıkarmakla uğraşamam diyerek kaçtı grubun diğer üyeleri. Ben girdim. Eski nallardan bir grubu sergilemişler. Renkler çok güzeldi.


Otağ' ın tavan süslemesine bayıldım. Sitedeki tanıtımda yazan şu:
" Otağ' ın iç motifleri, Türkistan' dan davet edilenAman Abzalbek tarafından çizilir. Bu mevcut otağ, bir nevi, Türk boylarının antik ev eşyaları müzesi haline getirilmeye çalışılmakta. Otağ' ın duvarlarında kültürel yağlı boya tablolar, kilimler, el sanatı işlemeli keçe halılar, antik aksesuarlar, satılık hediyelik eşyalar, biniciliğe ait kuşam ve gümüş eyerler, otağda bulunması gereken uğur sayılan çeşitli hayvan derileri bulunur." 
Ben fotoğraf çekerken, Otağ' a bir grup insan ve rehberleri girdi. 2. bölüme başlayacaklarmış diye çıktım mekandan.

Dışarıdakiler oldukça meşgul gözüküyorlardı. Yavru bir köpekle oynayan çocuklar ve onları fotoğraflamaya çalışan ebeveynler. Hemmen aralarına karıştım.

Biz, Askana' da -aşhane- çi/çiğ börek ve çaylarımızı beklerken; çocuklar dışarıda köpeklerle oynadılar.-sonradan öğrendik ki; köpekler bu iki bücürü kovalamış ve Onlar da çok korkarak kaçmışlar. Halbuki gamzeleri ayrı gülüyordu koştururlarken-
Bu esnada arkadaşlarımızla mutlu haberimizi paylaştık:) Börek inanılmaz lezzetliydi. Devamlı bu konuya değinmek istiyorum:))
Tanıtım, ayrıntılı bilgi ve müzik için lütfen bir TIK!
Çocukları dezenfekte edip arabalara yerleştirdik ve rehberimiz "Sizi bayılacağınız bir yere götüreceğim" dedi. E hadi bakalım dedik ve Nazar Köyü' ne geldik.

Eski adı "Kurudere Köyü" ymüş. 2 sene önceki bilgiye göre; 400 nüfuslu bir köymüş burası. Tarım, hayvancılık ve göz/nazar boncuğu geçim kaynaklarıymış. Ayrıntılı bilgi için: TIK! Bölgenin boncuk ihtiyacının bu köyden karşılandığını öğrendik. Neredeyse gördüğüm her ayrıntıya bayıldım.


Çok keyifli bir geziydi. Satış standları küçük kulübelerdi. Fiyatlarsa kesinlikle diğer turistik bölgelerdeki gibi değil. Pazrlığa ılımlı yaklaştıkları gibi elleri de bol. Özellkle çocukların beğendiklerini hediye ediyorlar.







Hani bazı cafelerde yufka açan, gözleme pişiren teyzeler olur ya; bu cafede de camekanın ardından cam ocağında çalışan ustalar izlenebiliyor.



Bu kolyedeki boncukların, pembe yemeniye dizilmişinden aldım:) Çok şık duruyor.

Birden keçiler sağımızdan solumuzdan geçmeye başladılar. Geçtiğimiz yaz kucağına verilen oğlaktan kaçacak yer arayan Alpi; burada gördüğü oğlakları jet hızıyla kovalamaya başladı.


Baksanıza sevimliliklerine:)

Köye ilk girildiğinde solda görülen bir evin bahçe süslemesi. Bahçeli evim olabilirse; kesinlikle uygulanaaa!

Cam ocağına girmeden önce gördüklerimiz



Ve usta elinden cam hediyelik eşyalar





Ateşten henüz alındığında rengi kor kırmızıyken, soğuduktan sonra çok güzel bir yeşile döndüğünü fark ettik.
*Biterken, yorgun ama mutluyduk. Çocuklar ellerindeki hediyeleri güneşe tutarak, ışık oyunlarına hayranlıkla baktılar. Biz de daha güneşli bir günde, bu kez sağlam bir alışveriş için tekrar gelmenin hayalleriyle yolumuza koyulduk.

5 yorum:

Benden Bizden dedi ki...

Çok güzel bir gezi olmuş, köydeki fotolar çok güzel. Böyle bir köyü ilk defa duyuyorum, umarım bir gün ziyaret edebilirim. Sevgiler..

Betül Yıldıztekin dedi ki...

Cok merak ettigim iki yer hakkındaki bu detaylı bilgiler yüzünden bu hafta sanırım Memo'nun basının etini yiyeceğim gitmek icin. Umarım güneşli bir hafta sonu olur ;)

Elif dedi ki...

ne güzel bir köymüş burası..gitmeden sevdim.

Di dedi ki...

Bu koyunbir delisi var.Hatta Zamaninda kol kola gezmisligimiz bile var kendisiyle. Benim yerime arkadaslarim korkudan titremisti:)

Adsız dedi ki...

sevmedim


Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More