4 Yaş dönemi


Bu yazı özgün bir makale değildir. Tecrübe ve düşüncelerimi paylaştım. Bununla beraber tamamen kendi cümlelerimden oluşmamaktadır;derlemedir. Daha başlarken bu bilgiyi vermem gerekli diye düşündüm. Benim bu kadar kaynağı gözden geçirip; düzenlemem, kategorize etmem bile kaç günümü aldı. Asıl sahiplerine haksızlık etmemek gerek. Kaynak belirtmekte hiç bu kadar hassas olmamıştım.
4 yaşı geride bırakmamıza 3 ay kaldı. Oğlum büyüyor. En korktuğum dönem 4 yaş idi. Daha Alpi doğmadan 4 yaş çocuklarıyla haşır neşir olmuşluğum vardı ya; yine de "Kim korkar Alpi' nin 4 yaş halinden?" diyemedim. Desem de boş olacakmış. "Biz neler yaşadık? Alpi neler yaşadı?" yı yazacaktım ilk başlarda ama altında yatan sebepleri de açıklamaya girişince; koca bir dönemi anlatır buldum kendimi. 6 ay sürdü! Çok çok araştırdığımdan mı? Çok araştırdım evet ama daha çok RifBaba' nın ortak bilgisayarımıza format atma merakından! Aynı siteleri tekrar tekrar aradım, bazılarının izini birdaha asla bulamadım. Onları ararken daha ilginçlerine rastladım. Başlayalım:



Fiziksel değişiklik
 4 yaş çocuğunda bir dengesizlik hali kendini gösteriyor. Zil gibi koştran Alpi; 4 yaş başlarında tökezlemeye başlamıştı, hatta düşüyordu. Dizlerindeki morluklar bitmedi ama azaldı.
Büyüme hızı hala düşük. Ergenlik öncesi yaşlara kadar da böyle devam edecek. Türkiye'deki 4-5 yaş erkek çocuklarının fiziksel gelişim tablosuna bakınca;
BOY
alt sınır - 96,3
ortalama - 104,5
üst sınır - 110,6
 KİLO
alt sınır - 13,500
ortalama - 16,900
üst sınır - 20,300 olduğunu görüyorum. Alpi 110cm ve 20kg idi 2 ay önceki ölçümünde. Kilosu 2 aydır tekrarlanan ve 5. antibiyotik şisesine başlatan bronşiolit yüzünden son 2 aydır 18.

Kas gelişimi bir sırayı takip ediyor: Önce büyük kaslar, sonra küçük kaslar gelişiyor. Kız çocuklar iskelet gelişiminde, erkek çocuklarına göre daha ileride. Önce baş, sonra sırasıyla omuzlar&kollar, gövde, bacaklar ve ayaklar gelişiyor. 3-6 yaşlarda motor gelişim, çocuğun hareket gelişimi ile yakındır ilişkilidir. Kilo artışı, boy uzaması, kemik ve kas gelişimine paralel olarak hareket becerilerinin kazanılmasında beyin, omurilik&sinir sisteminin gelişimi önemli yer tutuyor.

Ruh hali
Kararsızlıklarla dolu bir dönem onu bekliyor, bizi sınıyor. Hemen her konuda, her an fikir değiştirebiliyor. Sabah kahvaltıda mısır gevreği için delirirken, hazırlayıp önüne koymak üzere olan babasını "Eee aslında ben peynir, zeytin, domates ve salatalık istiyordum" diye geri döndürüyor. Daha RifBaba mutfağa henüz girmişken, "Babaaa! Yerfıstığı ezmesi vaaarrr mııı?" diye de zıplatabiliyor. Giysi dolabı başında dakikalar geçiriyoruz. "Gömleğim de gömleğim!" ısrarları sonucu ütü masasına seğirten ben; gömleği elime aldığım anda, "Siyah tişörtümmmm!" talebiyle geri dönüyorum.
"Hımmm. Hangi oyuncakla oynasam?" Legolar salona yayılır, 5 dakika içinde Sümbee Bob oyuncaklarıyla koltuğun tepesindedir, arkamı dönmeden vazgeçmiş & arabalarını çoktan halıya dizmiştir bile.

Bu ani değişiklikler ruh haline de yansıyor elbette. Sınıfta arkadaşı Deren ile "Biz kanka olmaya karar verdik" diye sarılıp, daha sol eli arkadaşının omuzundan inmeden, sağ eliyle "Acısın canın işte! Çok memnun olurum!" diye saçlarını yolmaya başlayıveriyor. E bu ruh halinin bütün sınıfta geçerli olduğu düşünüldüğünde "God Bless teacher!" Yine soğukkanlılığımızı kaybetmeden; sevgi dolu, net tavrımızla çocuğumuza yardım ediyoruz. Çünkü biliyoruz ki; "BU DA DÖNEMSEL BİR DURUM."

Benim hep acabalarla beklediğim iki dönemden birisi 4 yaştı, diğeri de ergenlik. 4 yaş döneminde sağ olsun Alpi; tüm korkularımı yaşattı. Ergenlikte daha sakin bir performans bekliyorum kendisinden!
5 yaş ile birlikte tekrar o beklenen uyum ve dengeye kavuşulur. Beden daha kontrollü kullanılıyor, toplum kurallarına uygun davranışlarda artış gözlemleniyor, grup oyunlarında daha başarılı hale geliyor ve kavgalar azalıyor.
Bazı korkular çoğalıyor. Bunları dile getirmek yerine; çeşitli tiklerle, tırnak yiyerek, parmak emerek gösterebilir. Sevindirici haber, bunların yine dönem özelliği olmaları. Yani geçici.

4 yaş çocuğunun konuşması
İngilizcedeki "jabber" kelimesinin anlamını bilir misiniz? Burada tam da tarif etmek istediğim gibi kelime anlamları var: TIK.
Alpi hep konuşuyor; oyun oynarken, kitap okurken, yürürken, koşarken, O tuvaletteyken, ben tuvaletteyken, film izlerken, kendi kendineyken ve hatta uyurken! Hep konuşuyor ve hep birisi Onu dinlesin istiyor. Dağarcığındaki kelimeler yetmiyor; yenilerini uyduruyor. Bunları cümlelerine serpiştiriyor. Anlamazsam bazen kızıyor bazen de çok eğleniyor.
 
Bu dönemde özellikle arkadaşlarına karşı kötü sözler kullanmaya başlıyorlar. Bunun sebepleri olarak sıralanabilecekler:
  • Kızmak, engellenmek ve öfke duygularının ifadesi yanında;
  • Tepkileri takip ederek dikkat çekmek
  • İlgi ihtiyacı
  • Yetişkinliğe ulaşma kriteri olarak görme
  • Yetişkinleri taklit
  • Kendini güçlü, özgür hissetme ve
  • Tepki gösterme aracı
  •  
3-5 yaş döneminde çocuğun kullandığı kötü söz ifadelerine bakarsak; sarsmak, şok etmek, ağızdan kaçan, kendini savunmak, zevk almak amacıyla söylenmiş masumane sözlerdir. “Pis Kaya”, “kötü çocuk”, “eşek”, “kakasın sen” gibi kelimeler yanında daha ileri yaşlarda bazı organ isimleri(meme, pipi) ile duruma heyecan katarak tepkileri izleyen sözcüklerdir..İstenmeyen sözleri özellikle ebeveynlerin yanında söylemeyi; gördüğü ilgi yüzünden çok severler. 

Çocuk kötü sözleri herhangi bir yerden duymuş olabilir. Öncelikle rol model aldıkları en yakın çevreleri olan aileler buna özen göstermeli. Kendi kullandığımız kelimeleri çocuktan duyunca tepki göstermek, çocuğun kafasını karıştıracaktır. Duyulan sözün şirin bulunarak gülünmesi, desteklenmesi aynı zamanda onaylanmasıdır. Yine bu sözleri arkadaşlarından, sokaktaki herhangi birinden, televizyondan da duyabilir. Dikkat çekmek için kullanıyorsa duymazdan gelme, tepki vermeme, fazla tepki vermeden konuşma vb yaşına göre taktikler kullanılabilir. Söylenen sözün anlamı açıklanabilir. Böylece belki de çok sevimli olduğunu düşündüğü kelimenin gerçek/yaklaşık anlamı bilmek çocuğu o kelimeden uzaklaştırabilir. Bu kelimeleri duymaktan ne kadar rahatsız olunduğu anlatılabilir. Tabii bu durumda ebeveynin de bu tür sözleri kullanmaması gerekiyor. Duyguları ifade etmek için başka yollar gösterilmeli. İstenmeyen konuşmanın üzerine gitmek yerine; güzel konuşmalar desteklenmelidir.Çocuğa sinirlendiğinde, öfkelendiğinde kullanabileceği başka kelimeler önerilebilir. Başkalarının bu kelimeler karşısında hissedecekleri anlatılabilir.

Yine kaynaklarımdan birine göre; "4 yaş çocuğu kendi yaşıtlarıyla oynamaktan hoşlanırmış ve lider hep kendisi olsun istermiş". Çok doğru. Neredeyse gözüm kapalı bir genelleme yapabilirim 4 yaş grubu için :)) Sınıfındaki en kanlı savaşlar bu yüzden çıkıyor. Dün mesela 2 arkadaşı oyun oynarlarken, oyunu istediği gibi yönlendiremeyen kız çocuğu, erkek çocuğunun oyununu bozar & erkek çocuğunun kafasına koca ahşap bloğu indiriverir. Bunun altında kalamayan erkek çocuğu da daha büyük boy bir blokla arkadaşına karşı taarruza geçti. Her şey koltuk sevdasına:))
Oyun arkadaşı olarak ilk tercihi hemcinsleriymiş. Alpi' ye pek uymuyor bu madde. Genellikle karşı cinsi oyun arkadaşı olrak tercih ediyor ve yine genellikle aşık oldum, beğeniyorum dediği arkadaşlarını seçiyor.
Ölüm kavramı
Bu konu hkkındaki tecrübelerimizi daha önce yazmıştım.TIK
4 yaş çocuğu ve regression/bebekliğe dönüş
Kısaca kıskançlık (özellikle kardeş kıskançlığı olarak kendini gösteriyor) ve bebeklik dönemindeki ilgiyi tekrar üzerinde hissetmek için; bebek gibi davranmaya başlaması diyebiliriz. 5-6 yaşa kadar sürebilirmiş. Sebep ister kıskançlık, ister ilgi çekmek olsun; çocuk güvensizlik duygusunu yaşıyordur. Bebekliğe dönüş davranışları aslında çocuğun ‘benimle ilgilenin, bana önem verin’ demesinin başka bir yoludur. 
 


4 yaş çocuğu ve cinsellik
3 yaşla birlikte başlayan sorular sonucu, ne kadar okunabilecek yazı varsa okudum. Altını çizdiklerim RifBaba' ya okutuldu. Hazırız!

A: Anne, ben senin karnindan nasil ciktim?
E: Doktor amca beni muayene etti ve dogma zamaninin geldigini soyledi. Alip cikartti. Ben de karnin cok acikmistir diye emzirdim
A: Boyle mi?
E: :))) Evet.

3-4 yaş arası bebeklerin nereden geldiklerini bilmek istiyorlar. Bunun sonucu olarak kendi & yetişkinlerin bedenlerini keşfetmeye çalışırlarken; aradaki farklılıklar ilgilerini arttırıyor. 4 yaş itibariyle kızlar babalarına ve erkekler de annelerine daha fazla bağlılık gösterirler. Bunun psikolojideki karşılığı: Oedipius Kompleksi ve Elektra Kompleksi.

Oedipius Kompleksi
Oedipius Kompleksi, Sigmund Freud 'un kurucusu olduğu psikanalitik teoriye göre; karşı cinsteki ebeveyni sahiplenme ve kendi cinsinden ebeveyni safdışı etme konusunda çocuğun beslediği duygu, düşünce, dürtü ve fantezilerin toplamı.
Freud'a göre her çocuğun ilk aşkı karşı cinsteki ebeveynidir. Erkek bebeğin sürekli annesine şımarması babasının annesiyle ilgilenmesinden rahatsız olup ağlaması veya araya girmesi örnek olarak verilir.
Erkek çocuk genellikle evde güçlü bir otoritesi olan güçlü rakibi babadan çekindiğinden her iki ebeveynden de uzaklaşmak zorunda olduğunu hissederken , annesinden çekinen kız çocuk hayran olduğu güçlü babasına daha çok yaklaşır.
Mitolojide çocuğun ebeveynine âşık olup evlenmesi çok kutsal bir eylem olduğu ve sadece tanrılara özel bir uygulama olduğu kabul edilir. Freud, bu teorisini yunan mitolojisindeki Sophokles'e ait Kral Oedipus hikâyesinden esinlenerek adlandırmıştır.
Kişilik gelişiminin 3-5 yaş dönemi Freud tarafından Phallik-Genital dönem olarak adlandırılır. Freud bu yaş döneminde erkek çocuğun annesine karşı duyduğu aşk nedeniyle babası tarafından cezalandırılıp kısırlaştırılacağı korkusu sonucu yaşanan karmaşaya Oidipus kompleksi adını vermiştir

Elektra Kompleksi
Elektra Kompleksi, Sigmund Freud' un bir görüşü olan Oedipus Kompleksi' nin kız çocukları için geçerli olanıdır.
3-6 yaş arası kız çocuklarının babaya aşırı düşkün olmaları ve anneyi rakip olarak görmeleri olarak tanımlanmaktadır. Bu karmaşa, yaş ilerleyince anneyle özdeşleşme yoluyla çözümlenir. Freud, bu teorisini Yunan mitolojisindeki ünlü Yunan kumandan Agamemnon 'un hikâyesinden esinlenerek isimlendirmiştir.

 3 yaşın bitimiyle, mahremiyet duygulari artar. Neyin başkaların yanında yapılabileceğini; neyin tek başınayken yapılabileceğini kavramaya başlarlar. Örnek olarak banyo yapmak ve giyinmeyi verebiliriz. Çoğunlukla yanındaki yetişkinin (anne-baba, öğretmen, büyükanne-büyükbaba, vb) tepkisini test etmek amacıyla cinsellikle, tuvaletle ilgili veya "müstehcen" kelimeleri daha fazla kullanırlar. Sinifta kendi aralarında popo deyip 5 dakika gülebiliyorlar. M.asturbasyon, yaygın görülüyor.

Çocukların dönemlerini araştırırken ve okul tecrübelerime dönünce; ana-babaların akıllarının epey karışmış olduğunu görüyorum. Aklıma gelen soruları paylaşmaya çalışayım.

Çocuğum m.asturbasyon yapıyor; bu durumda ne yapmalıyız?
Normal bir durum olduğu kabullenilmeli. Babalardan şimdiye kadar hiç duymadım ama anneler her zaman yanıma yaklaşıp, oldukça kısık bir sesle bunu soruyorlar. Çocukların çoğu ci.nsel org.anlarına dokunurlar. Bir çocuğu kendi bedeni ile ilgilenmesinden dolayı suçlu hissettirmemek gereiyor. Tekrarlıyorum; normal bir durum. Nasıl bebeklikte ellerini ve ayaklarını keşfettiyse; şimdi de bedeninin kalan kısımlarını keşfediyor. Ortalama 3,5-4 yaş itibariyle çocuğunuza bunun mahrem bir davranış olduğunu ve başkalarının yanında yapılmaması gerektiği anlatabilir. Biz, 3 yaşın başlarında anlatmıştık. Bu yeni deneyimi oyunlarına yansıtacaklardır. En sık karşılaşılanları "Doktorculuk", "Hemşirecilik" ve  "Evcilik" tir. (Diğer yandan aynı yaştaki çocukların birlikte bu tür oyunlar oynamaları normal olmakla birlikte, bir ya da birkaç çocuğun diğerlerinden daha büyük olması endişe verici olabilir.) Bu, çocuğunuza "birbirinizin bedenini merak ettiğinizi biliyorum, haydi merak ettikleriniz hakkında konuşalım" diyerek bu konuda bir sohbet başlatmanız için iyi bir fırsattır. Ayrıca bunu "Özel bölgen sana ait, dokunmasını istemediğin kişilere "HAYIR" , "Özel bölgemi elleme!" diyebilirsin" şeklinde sözlerle, olası tacizlere karşı kendini korumayı öğretmek için bir fırsat olarak da değerlendirebilirsiniz; biz öyle yapmıştık. Zavallı anneannesi ilk nasibini alan olmuştu. Otobüste poposunu mıncırınca; Alpi de öğütlendiği üzere "Özel bölgemi ellemeeeaaa!" diye çığlığı basmış ve anneanne ne yapacağını şaşırmış. Eve döndüklerinde nasıl utandığını anlatmıştı. Amacımız anneanneyi bu duruma düşürmek değildi elbette ama artık bedenine ellenmemesi gerektiğini hepimiz kavramıştık :)
Bu dönemde çocuğun güvenliğine ekstra bir dikkat de gerekebiliyor. Çocuklar ge.nital organlarına kalem, çubuk ya da başka objeler sokarak yaralanabilirler. Bu konuda da önceden bilgilendirmek faydalı diye düşünüyorum.

Okul öncesi çağdaki çocuklar çok farklı rolleri aktif olarak denerler. 3-6 yaş arası erkek çocuklarının, elbise giymeleri, evcilik oynamaları ya da kız çocuklarının elbise giymeyip, toka takmayı reddedeek erkek çocukları gibi giyinmeleri  ho.moseksüel olmalarına sebep değildir. Bu tür oyunlar çocukların yetişkin dünyasını öğrenmesinin bir yoludur. Çocuklara karşı cinsin giysilerini giydirmek, karşı cins bebeklerine/çocuklarına çocuğun yanında aşırı ilgi göstererek kendini değersizmiş gibi hissettirmek ise evet tehlikeli olabilir. Çocuk bilinçaltına şunu yerleştirebilir: Erkek/kız olduğum için benimle daha az ilgileniliyor. Erkek/kız olduğu için onunla daha çok ilgileniliyor. Öyleyse onun gibi davranmalıyım/olmalıyım/görünmeliyim ki ben de kabul göreyim. Tabii ki burada bahsettiklerim birer olasılık.

Televizyondaki cinsellik için yapılabilecek tek şey: Kontrollü izletmektir.Tv programlarının çoğunda cinsel mesajlar, cinsiyet rolleri, beden imajı, duyguların ifade edilişleri, evlilik ve aile kavramlarının işlenişi ebeveynleri rahatsız edecek düzeyde oluyor.
Bebeklerin nereden geldiği, her yaş döneminde karşılasılabilecek bir soru. 9 yaşından önce p.enis ve v.ajina terimlerini kullanmak gerekmez. Sorunun içeriğinden çocuğun tam olarak ne öğrenmek istediği anlaşılır. "Ben nasıl doğdum?" a cevap olarak "Anne ve baba birbirini çok sevdi ve sen doğdun", "Nereden geldim?"e cevap olarak "Karnımdan", "Oraya nasıl girdim?"e cevap olarak "Anne ve baba bebek isteyince; annenin karnında rahim denilen özel bir kesecik oluşur ve bebek doğana kadar orada büyür" yeterli olacaktır. Cinsellik eğitimine erken başlamak, çocuğukla hem şimdi hem de ergenlik döneminde iletişim kurmaya yardımcı olur. Bu ve benzeri sorular, çocuk cevaptan tatmin oluncaya kadar sürebilir. Baştan savma olmayan cevaplar vermek, anlayana kadar tekrarlamakta istekli olmak, sorular karşısında paniklememek ve bunu jest&mimiklerle desteklemek çok önemli. Burada verilecek mesajlar; cinsellik, doğum vb sorular ayıp veya utanılacak konular
değildir. Kendimiz sorular yönelterek de çocuğun konu hakkındaki bilgisini kontrol edebiliriz. Cevaplar basit ve yaşına uygun olmalıdır. "Merak ettiği kadarını anlatmak" ise altın kural. Arada "Bilmiyorum" deme hakkı da unutulmamalıdır. :)
    

Hayal dünyası
Kaynağımda, beni gülümseten bir örneğe rastgeldim & sizlerle de paylaşmak istedim:
"Anne okulda resim yapıyorduk ne oldu biliyor musun? Çizdiğim dinozor kağıttan yere atladı. Hem de kanatlı bir dinozor. Ben de sırtına bindim ve eve uçtuk.Y olda kuşlar bize saldırdı. Ama ben ateş çıkaran sopamla hepsini kaçırdım…"

İşte 4-5 yaş çocuğunun hayal gücünün özeti.:) Bu yaş grubunun hayal gücü, hayatının her alanında kendini baskın olarak gösterir. Hayal ve gerçeği henüz farketmeye başlamışlardır. Hayali kahramanlar, çizgi film karakterleri,peri masalları kahramanlarinin yerinde olduğunu düşlemek; başkasının anlattıklarını kendi başından geçmiş gibi anlatmak, hiç olmamış olayları olmuş gibi anlatmak, herhangi bir nesneyi başka bir nesne yerine koymak sık karşılaşılan durumlardandır. Anlatılanlar, çocuğun hayal gücünün zenginliğine göre değişir. Oyun çok önemli bir yer tutar ve arkadaş çevresi genişler. En iyi arkadaşın gücü de tartışılmazdır. 

Burada vermek istediğim iki örnek var. Birincisi kız kardeşim & arkadaşı Olcay. Olcay' ın adını hala hatırlıyorum. O kadar etkisi altında kalmıştı ki kardeşim; Olcay ne derse o doğruydu. Olcay' ın hayal mahsulü atraksiyonları, kardeşiminkilerle birleşip bize anlatılırdı. Kardeşimin bir ara konuşması değişmişti. Olcay' la tanışıp konuşunca sebebi belli oldu.
İkinci örnek Alpi & sınıf arkadaşlarından birisi. O' nun gibi gülmeler, O' nun yaptığı her türlü taşkınlık, O' nun hikayelerinin varyasyonları.. Birisi de Alpi' nin çeşitlemelerini yaşıyor ve de yaşatıyor mu acaba? Merak ettim şimdi :) Zamanla bu hikayeler daha gerçekçi bir anlatımla bize sunulacakmış. Bekliyoruz şimdilik.

Bu dönemde çocuğun hayal gücünü bırakalım coşsun! Beraber oynanan oyunlarda elindeki nesneyi ne olarak canlandırmak istiyorsa, ona katılmak daha eğlenceli oluyor. "Yok çocuğum; elindeki buruşmuş şeker kağıdından oyuncak kedine battaniye olmaz" demek yerine; "Benim kedim için de bir tane bulur musun?" demekten bahsediyorum. O sizi yönlendirsin. Madem ki bu, onun oyunu; oyunu kurallarına göre oynayalım. Çocuğu televizyon ve bilgisayara emanet etmektense; onun hayal gücüne katkıda buunacak ve yeni deneyimlere fırsat verecek drama, dans, sergi vb aktiviteler tavsiye ediliyor. Artık materyaller, her zaman hayat kurtarıcıdır. Bir makas, yapıştırıcı, şişe kapakları, kağıt & bez parçaları, düğmeler ile neler yapabileceklerine inanamayacaksınız! Ara sıra rol değişimi de empati kurmasına yardımcı olacaktır. Çocuk anne/baba olsun, anne/baba çocuk. Her ne kadar son günlerde "Bu yaş çocuklarında empati kurma yeteneği gelişmemiştir; taklit ederler" dense de bir zararı olmayacağı da aşikar.

4-5 yaş çocukları ve aşk
Yaşıtlarıyla sosyal ilişkileri arttığı için; ilk aşkların yaşandığı dönemdir. Beraberinde ilk aşk acısını da getirir. Bizim komşu kızı sayesinde 4 yaşın başlarında Alpicik de ilk aşk acısını tatmış oldu. Ardından da o kadar sık sık aşık olmaya başladı. En sevdiği aşkı, Naz' ı var. 5 aydır sınıfta "Seni seviyorum! Aşık oldum sana!" naraları atıyor.
Anne & bablarıyla evlenmekten vazgeçiyorlar. Alpi de benimle evlenmekten -son 2 aydır sanırım-vazgeçti. Naz var artık! Ve de Zeynep ve Derin ve diğer Naz ve Gülçim ve Gülçin....Çocukların ve yetişkinlerin aşkı, cinsellikle birbirinden ayrılıyor. 4-5 yaş çocuğunun aşkı ani, saf ve geçicidir. "O gün ilk kez görüp 2 saat vakit geçirdiği bir çocukile ertesi gün evlilik hayalleri kurabilir. Aslında bu evlilik hayalleri kurma; onların bir duygu yoğunluğu içinde olmaktan çok, büyüklerini model alma ve taklit etme davranışı içinde olduklarına en büyük işarettir" diyor kaynak psikolog.

A: Baba, annemi sen mi istedin?
R: Nasil yani?
A: Sen mi istedin iste?
R: Nasil oglum?
A: Yaa iste: evlenmeyi sen mi istedin?
R: ?!?! Evet oglum ben anneni istedim, annen de beni istedi. Evlendik.
A: Himm ben de Naz' i isteyeyim o zaman. Baskasi onu istemeden ben evleneyim onunla!
R: ?????????????
A: kihihihihihi :)) Hatta ben Zeynep' i de isteyeyim, Veysel' i de isteyeyim.- araya laf karistiriyor-
R: Olur mu oyle oglum? Bir kisi istenir.
Sonra RifBaba kosarak bana bunlari yetistirir. Biz konusurken;
A: Baba!!!!!!!! -fisildayarak-Yoksa anneme sirrimizi soyledin mi?
R: Cıkss. Soylemedim.
A: Sakin soyleme ha! Biz bunlari Veysel' le konusuruz hep okulda!

Çocuk, birine aşık olduğunu söylediğinde; yapılmaması gerekenler: Kınamak, susturmak, cezalandırmak, dalga geçmek, aşık olduğunu söylediği çocukla görüşmesini emgellemektir. Bu durumda kişiye duyulan güven zedeleniyor. Burada bir uyarı gözüme çarptı: Böyle tecrübelerden sonra, pekiştiriciler zaman içerisinde artarsa; yerleşik bir güven problemi ile ileri yaşlarda aile ile özel duygu ve düşüncelerini paylaşmamaya zemin hazırlarmış. Peki ne yapmalı? Söz konusu aşkın ergen ve yetişkinlerinkinden farklı olduğunu, cinsel temastan uzak olduğunu anımsayıp kabullenici bir tavırda olunmalı. Duygularını anladığımızı ve bununla başa çıkmak gerektiğini uygun bir dilde anlatmak gerekir. Kısacası dertleşeceğiz. :) Çocuğun bize güvenmesine, yargılamadan konuşabileceğine inanmasını sağlayacak bu güzel fırsatı değerlendirelim! Birlikte bir çözüm bulmaya çalıştığımızı görmek; kendini güvende hissettirecektir. Başka birçocukla evlenmek isteyişi; anne/baba ile evlenme isteğinin olanaksız olduğunu kabullenip, cinsel kimliğinin yerine oturmasının göstergesidir.

Bu yaşlarda sosyal ilişkiler arttığı için, mahalle ve yuva arkadaşlarıyla etkileşime girerler. Aşık olmak taklit ettikleri, model aldıkları, televizyonda gördükleri ve sık karşılaştıkları yetişkinlerde gözlemledikleri bir durumdur. Kendi sosyal hayatlarında sık karşılaştıkları her şeyi taklit ettikleri gibi; büyüynce olmak istedikleri yetişkinler gibi davranırlar. Aşk ve karşı cinsle ilişkiler de bunun bir parçasıdır. Dolayısıyla aşk sözcükleri de sık kullanılmaya başlanır. Aldıkları tepkiye göre de azaltır veya çoğaltırlar.

*Biterken; "Ohh be; 6 ayda bitiverdi!" derim , başka bir şey demem:)






Kaynak:
Gelişimde 3-6 yaş - Yard. Doç. Dr. Adalet Kandır Morpa Kültür Yayınları
Psikolog Şeyda Özdalga
Psikolog Nur Dinçer Genç
Psikolog Açelya Şahin
Çocuk Gelişimcisi Ayşe AYIKGEZMEZ
http://www.biltek.tubitak.gov.tr
www.annegunluğu.net
www.anneoluncaanladım.com
http://tr.wikipedia.org
www.aile.org
www.bebek.com

14 yorum:

Damla dedi ki...

oh, eline sağlık, iyiki de Alpi Ilgaz'dan büyük, öbür 6 ayı da bekliyoruz :)

ElfAna dedi ki...

Tesekkur ederim Damla. Toparlayabilmissem, ne mutlu bana:)

annelikokulum.com dedi ki...

BENİM KIZIM ŞU AN 3'E GİRMEK ÜZERE.SİZİ BULDUGUMA SEVİNDİM TAKİPÇİNİZ OLACAĞIM...Ben de blog yazarıyım ama sizin bilgilere bayıldım. sevgilerimle

hazel dedi ki...

ellerine, emeğine sağlık :) sağolasın...

ElfAna dedi ki...

annelikokulu, tanistigimiza memnun oldum.


hazel, tesekkurler.

anne kaleminden dedi ki...

çok güzel toparlamışsın, kızım tam 4 yaşında ve ilgiyle okudum hepsini, emeğine sağlık...

Adsız dedi ki...

Güzel Paylaşımın için teşekkürler,4 yaş aynen de yazdıkların gibiydi bizde de:)

Adsız dedi ki...

Güzel Paylaşımın için teşekkürler,4 yaş aynen de yazdıkların gibiydi bizde de:)

Çiğdem...

Berna dedi ki...

Elif hanım çok güzel ve aydınlatıcı bir yazı olmuş. arşivimde bulunduracağım mutlaka. Zira yakın bir gelecekte ihtiyacım olacak eminim. Ellerinize saglık

ElfAna dedi ki...

Annekalemnden, Cigdem ve Berna; cok tesekkur ediyorum.

Fatoş dedi ki...

Çok güzel bir yazı olmuş Elfana. Henüz 4 yaşına gelmedik ama iyi bir ön bilgi oldu bizi nelerin beklediği konusunda :-)

ElfAna dedi ki...

Fatos, keyfinize bakin:)

Adsız dedi ki...

oğlum 4 yaş 3 aylık cinselliğe aşırı düşkün bu beni korkutuyor.aklını başka yönlere nasıl çekebilirim.önüne gelenin poposuna vuruyor.kızların özel bölgelerine dokunuyor.en sonuncusude sokakta pipisini arkadaşlarına göstermek oldu.ne yapmalıyım???

ElfAna dedi ki...

Merhaba Adsiz,
Sadeceben olsaydim soyle yapardim diyebilecegim. Oncelikle bence; 4 yas 3 aylik bir cocuk olarak, cinsellige asiri duskun degil. Donem ozelligi bu. "Ozel bolge" nin gercekten ozel olmasi gerektigiyle ilgili konusmalar yapabilirsiniz. Baskasinin ozel bolgesine dokunmanin cok rahatsizlik verici bir duygu oldugunu anlatabilirsiniz. Bu arada saka yollu popoyu seviyorsaniz-popoya saplak, popoyu hafifce isirmak ve sıkıştırmak gibi- cocugunuz, ozel bolgeyi ellemek konusunda bu sebeple biraz daha rahat davraniyor olabilir. Kolayliklar dilerim.

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More