Yıl sonu gösterisi & bir aşk daha bitti

Zamane efesi :) Yıl sonu gösterisi fotoğraflarının kalanlarını da düzenleyebildim en sonunda. Bu kostümleri bir önceki giyişlerinde, biz de çizmelerini giydirmiştik ve ayakları çok üşümüştü. Bu kez önlem aldık:P gösteri salonuna doğru gidiyorlar. Ne tatlılar değil mi?
İlk kez okulunun yıl sonu gösterisine katıldı. İlk kez elinde mikrofon; 27 kişinin önünde güle oynaya şarkılar söyledi. Hem de bizim önümüzde tek bir şarkı bile mırıldanmazken!
 Sabah 09:30' da hep birlikte okulda idik. Sınıflarına çıktık ve çocuklar oynarken; biz anneler de sohbete başladık. Bazı anneleri ilk defa gördüm. RifBaba' da bir köşede oturup; telefonuyla haşır neşir oldu. Çocuğuna destek vermek için gelen tek babaydı eşim. Bu konu üzerine pek bir şey yazılamaz sanırım. Bazen gerçekten de iş yerlerinden izin alınamıyor.
Bir süre öğretmeni gelip çocukalrı topluca konferans salonuna aldı ve bizlere 1/2 saat sonra aşağıya gelmemizi hatırlattı. Bir süre daha sohbet ettikten sonra salonun önünde bekleşmeye başladık. Endişem vardı doğrusu. Sene boyunca pek çok aksaklıkla karşılaştığımız için; kelimenin tam anlamıyla bir fiyaskodan, çocukların mutsuz yüzlerle sahnede kalakaldığı anlara kadar her şeyi hayal ettim.
İnanılmaz ama çok eğlenceliydi! Okulun konferans salonunda; sadecekendisınıf arkadaşları ile anneleri vardı. Her çocuk, kendi ebeveyninin yanında sırasını bekledi. Adı anons edilen çoocuk; koşarak sahneye çıktı. Sunumunu yaptı ve annesinin kollarına koştu.





Sırasını beklerken babasıyla şakalaşan Alpi.


 Şarkılar söyleyip; 1' er dakikalık canlandırmalar yaptılar.



Sahnede çok rahat tavırlar sergiledi. İnanamadık RifBaba ile.


Sırasını beklerken; bir ara, arkadaşlarını kameraya kaydetti. Topluca tezahürattan sonra, tekrar sınıflarına çıktık ve karnelerini, yaptıkları çalışmaları ile kalan eşyalarını alıp bahçeye indik.

 Çıkışta öğretmenleri hepsini kantine götürüp, browni ve meyve suyu ısmarladı.

Tek falso; gösterisi biten çocuklar zaman zaman sahneden inmek için merdiven yerine direkt aşağıya zıplamayı seçince; öğretmenlerinin "Beni dinlemediğiniz için, çıkışta size sürpriz almayacağım" demesiydi. Suratlar asıldı, dudaklar büzüldü. Bunlardan birisi de elbette ki Alpi kuş idi. Ne diyeyim; son dakika golünü attı gitmeden. Çocuklar bir süre okulun bahçesinde koşturduktan sonra, evlerimize döndük.

A: Anne, sence İrem beni mi yoksa Kerem' i mi daha fazla seviyordur?
E: Himm bence ikinizi de farkli farkli seviyordur.
A: Yok, bence beni daha fazla seviyordur


 Hoşlandığı kız arkadaşıyla elele tutuşup; bahçede gezdi. Gözlerinin içine bakıp bakıp gülümsedi. Doğum günü partisine davet etti. Çektiği fotoğraflarını gösterdi. Pır döndü etrafında.

 Hani şu uğruna piyesteki prens rolünü değiştirip; başka bir kız arkadaşını öpmesin diye, prensken çoban rolünü kabul ettiği arkadaşı İrem. Uğruna en yakın arkadaşıyla dövüştüğü, Onu beğenmeyecek diye endişelendiği, Onu etkilemek için karate kursuna katılıp; üzerine iri kaslara sahip olmak istediği kız arkadaşı.
Fotoğraflardan bile anlaşılacağı üzre; çok mutlu ve çok heyecanlıydı. Ne güzel şey masumca sevmek. Büyüyor kuzum, büyüyor kara gözlü meleğim...118,5cm boyunda ve 22 kg ağırlığında minik bir erkek çocuğu O. Büyürken yaşaması gereken neler varsa yaşıyor işte..

2 yorum:

Fatma dedi ki...

Maşallah Alpi'ye:)

Elif dedi ki...

kız arkadaşına bakışına bayıldım :)

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More