Anaokulu seçmek


Birer hafiye olmak zorunda bırakılıyoruz. Doğruya doğru. Gözümüzden sakındığımız yavrularımız söz konusu. Kimimizinki ilk kez ana kucağından ayrılıyor, kimimizinki yaşamaması gerekenleri tecrübe etmiş. Öncesi de önemli, sonrasi da.
Bizim Alpi ile okul maceralarimizda bazen bile bile lades demek zorunda kaldim, bazen gönlüme göre kurumlara denk geldik. Hem öğretmen hem anne olarak bir kurumda bulunmak çok çok farklı bir şey. Buna daha sonra değineceğim.
Bu postun konusu, bir okul öncesi kurum seçerken nelere dikkat etmemiz gerektiği. Ana hatlarıyla başlayıp; detaylara ineceğim.
  • Okul öncesi kurumlarda çocukların yaşlarına göre değil; aylarına göre sınıflandırma yapılır.
  • Milli Eğitim Bakanlığı' na bağlı olanlar "Anaokulu", Sosyal Hizmetler Kurumu' na bağlı olanlar "Kreş" ve "Gündüz Bakım Evi" olarak geçer. SHK, 0-2 yaşı da kabul eder, MEB etmez. Eğer okul MEB' e bağlı ise, 36 - 72 ay arası çocuklar bulunabilir. Denetimler, kurum hangisine bağlı ise; onun tarafından yapılır. Uzun zaman önce, MEB' in denetleyici tek mercii olacağı hakkında duyumlar vardı. Bir çok kurum, o dönemde SHK' dan MEB' e geçmişti ama güncel durumu araştırmak lazım.
  • "Playgroup/Oyun grupları" ise 0-2 yaşı bir nevi MEB' e kabul ettirme oluyor. Tam gün olmamalıdır. 2 - 3 saatlik oyun amaçlı gruplardır. Playgroup adı altında karma eğitim verilmemeli bence, çünkü bunu tecrübe etmiş çok eğitmen bulunmamaktadır.
  • Anaokulları, MEB' e bağlı özel işletmelerdir. Anasınıfları ise; devlet okullarıdır. İlköğretimin hazırlığı diyebiliriz.
 İlgimizi çeken bir kurum var diyelim.
  • Hedef okula ilk kez giderken yanınızda çocuğunuz olmasın. Soru ve cevaplardan mantıklı sonuçlar çıkarmaya çalışırken; çocuğunuzun tepkilerini kaçırabilirsiniz. 
  • Okulu seçerken tanıtım filmlerine, fotoğraflara ve cicili bicili web sitelerine aldanmamak gerek. Mutlaka gidip kendiniz görün ve önyargısız incelemeye çalışın.
  • Bina ve sınıflar güvenli mi? Doğal afet ve yangın gibi durumlar için önlem alınmış mı? Gaz ve yangın alarmları var mı?
  • Sınıflar çocukların ilgi ve ihtiyaç alanlarına göre düzenlenmiş mi? Sınıflarda kullanılan renkler, hedef yaş grubunun ilgisini çekecek renklerden mi? Sinif yeterince genişmi? İlgisi olmayanbir oda sınıfa mı dönüştürülmüş? Bina içerisinde halıfleks kaplı bölümler var mı?
  • Sandalye ve masalar ergonomik mi?
  • Okulun yepyeni oyuncak ve materyallerle donatılmış olması; çocukların her zaman bunlarla oynayabildikleri anlamına gelmez. Bazen oyuncaklar, çocukların ellemesine izin verilmediğinden gıcır gıcır kalırlar.
  • Kurum içerisindeki kitaplar; tam anlamıyla, kurumun kalitesini olmasa da anlayışını pekala gösterir.
  • Kurum tarafından sunulan yardımcı kitaplar, velilere zorla aldırılmamalı. İlla ki yardımcı bir kaynak olarak kullanılacaksa, velilerle beraber karar verilmeli. Çocuklara da bu kitap çalışmaları için seçme şansı sunulmalı; yapmak istemeyen çocuk geri kalıyor vb mazeretlerle zorlanmamalı. 
  • Kuruma bir veli girdiğinde, çocukların kullandığı tuvaletlere hemen müdahale edilebileceğinden; personel tuvaletini hızlıca kolaçan etmek gerekebilir. Hijyeni bu şekilde de kontrol edebilirsiniz.
  • Çocukların bahçede koşabileceği kadar geniş bir alan var mı? Bahçeye ne sıklıkta çıkıyorlar? Unutmayalım ki;kışın da bahçe saatleri çok değerlidir. Rüzgar var diye, hava koşulları bahane edilip; kapalı mekanlarda birarada uzun süreler tutulan çocuklardan, birbirlerine hastalık geçmesi daha kolay bir olasılıktır.
  • Kapalı spor alanları mevcut mu? Zorlu hava şartlarının olduğu günlerde, çocuklar sınıflarında tutulmamalı. Tüm gün aynı odada ne kadar mutlu olurdunuz?
  • Bina içerisinde kapalı devre kamera sistemi var mı? Kurumların internet üzerinden yayın yapmaları MEB tarafından yasaklanmıştı biliyorsunuz. Bence oldukça yerinde bir karardı. Ebeveynleri gereksiz yere heyecanlandırıyordu, öğretmene fazlasıyla müdahale oluyordu ve her şeyden önce benim çocuğumu bir başka insan neden gözleyebilsindi? Tüm bunların yanında kapalı devre kamera sistemi ile; kurumun sorumluları sınıfları, o anı bölüp içeriye girmeden denetleyebilir. Ebeveynler, özellikle de alışma sürecindeki çocuklarını gözlemleyebilir. Ve bence en önemlisi, sınıf içinde meydana gelen kazaların nasıl olduğu ortaya çıkabilir. Bu görüntülerin tabii ki belli bir süre de saklanması gerekiyor.
  • Çocukların yemek yedikleri alan yeterince geniş mi? Yeterli sayıda masa ve sandalye var mı? Öğretmenler çocuklarla beraber mi oturuyorlar?
  • Yemek numeleri düzenli olarak saklanıyor mu?
  • Aylık yemek listesi var mı? Her ay sonu, bir sonraki ayın listesi veliye ulaşıyor mu? Yemek istesi özenle incelenmeli. Besin piramidine dikkat ediliyor mu? Hazır gıdalar ve asitliiçecekler kesinlikle tercih edilmemeli.
  • Okullardaki "Sürpriz Günü" net olarak açıklanmalı. Çocuklara sürprizin çikolata,  şeker ve bisküvi olduğu kanısı yerleştirilmemeli. Mümkünse, böyle bir gün yapılmasın.
  • "Oyuncak Günü" de sakıncalı olabilenler arasında. Maddi yönden uçurumlar burada kendini gösteriyor ve çocukların kafasını karıştırıyor. Bu konuda sınırlamalar olmalı.
  • Okullarda kutlanan doğum günleri ne şekilde gerçekleşiyor? Bazı okullarda paket programlar bile var.
  • Servis, okulun kendi servisi mi? Bir firma ile mi anlaşılmış? Çocuğunuzu okula getirene kadar başka kaç okula daha uğruyor ve kapasitesi kaç çocuk için uygun? Ekstra çocuk alıyor mu? Çocuk sayısı kadar kemer var mı? 
  • Sene sonu gösterieisi? Aman diyeyim!!!
  • Okula yapacağınız ziyaretler konusunda tutumları nedir? Gün içerisindekiziyaretler, sadece küçük yaş grubunda ve ilk günlerde ağlamaya sebep olabilir. Bir de şöyle düşünün; kendi çocuğunuz, diğer çocukların mutluluğunu hissettikten sonra onlarla birlikte olmak istemez mi? Ziyaretler illa ki sınıflara yapılmak zorunda değildir. Bahçe saatlerinde de gözlem yapılabilir.
  • Ziyaret ettiğiniz an sınıf ne durumda? Ağlayanlar, bağıranlar, vurma eğilimindeki çocuklar, çok sessiz duranlar? Bu ilk görüntüler sizi yanıltmasın. 5 dakika önce ne yaşandığını bilmiyorsunuz.
  • İlk kreş tecrübesini yaşayacak olan küçük yaştaki çocuklarınızın hemen, tam gün okula başlaması gerçekten gerekli mi? Bütün gün aynı odada, işyerinizde sizin sıkıldığınız olmuyor mu? Eğer alternatifiniz varsa; değerlendirin derim.
  • Daha çabuk alışması için yanında olmasını istediği büyüğünün olmamasını ısrarla direten bir yetkili var mı?
  • Karma eğitimi tercih ettiğini anlatan kurumlar var. Ülkemizde karma eğitim yaygın değildir. Öğretmenler de çoğunlukla bu konuda eğitimli veya deneyimli değillerdir. Bu, başlı başına bir sorun teşkil ediyor. Karma eğitim için çok geniş alanlara ihtiyaç vardır. Öğretmenin de sınıfına çok iyi hakim olabilmesi gerekmektedir. Klasik eğitim sistemiyle eğitim veren bir kurumdaki küçük yaş grubunda tek öğretmene 5 çocuk düşmesi en ideali oluyor. Büyük yaş gruplarındaysa bu rakam 15' e kadar çıkmalıdır. Üstü çocuk sayısı için yardımcı bir öğretmen ve daha geniş bir sınıf şüphesiz bulunmalı.
  • Küçük yaş grubunun özbakımıyla sadece kendi öğretmeni ilgilenecekse; sayı yine 5' ten fazla olmamalı. Çocuğun altını temizlerken baştan savma, şefkatsizce yapılması; çocuğa kendini değersiz hissettirecektir. Aynı zamanda o esnada diğer çocukları sakinleştirmesi pek de mümkün değildir. Güvenliğe uygun düşmeyecek durumlar, baştan engellenmeli.
  • Hangi yaklaşımı ve pedagojileri tercih ediyorlar? Neden? Sadece bir yaklaşımı uygulamak bence çok da doğru bir yaklaşım değil.
  • Her yaş grubuna yönelik bir eğitim programları var mı? Her yaş grubunun ihtiyaç ve becerileri farklıdır. Lütfen dikkatli inceleyelim. Sadece kendi çocuğunuzun yaş grubunu okuyup bırakmayalım. Diğer gruplarla arasında mutlaka farklılıklar olmalı.
  • 5 ve 6 yaş grubuna; her ne kadar ilköğretime hazırlik dense de, ödev defteri, ev ödevi, vb. lerinin sunulmasını doğru bulmuyorum.Aile ve çocuk, haftasonları ödev yapmaya zorlanmamalı.
  • Branş dersleri veriliyor mu? Hangi sanatdalları tanıtılıyor? Bunun için ek bir ücret taleb ediliyor mu? Ayrıca haftada 1-2 gün ingilizce ile dil öğrenilmez.
  • Çocukların gelişim, gözlem dosyaları doğru olarak tutuluyor mu?
  • Okullardaki etkinlik saatleri esnek tutulmalı. Çocuk, zevk alarak resim yapıyorken "Hooop dans edeceğiz. Kalk bakalım" şeklinde bir tutum sergilenmemeli.
  • Çocukların uyku alışkanlıklarına nasıl yaklaşılıyor?
  • Çocukları okul saatleri içinde sürekli gözlemleyen bir pedagog bulunuyor mu?
  • Ödül ve ceza uygulanıyor mu? Ortak kurallara uymayan çocuklara yönelik muamele nedir?
  • Aileler ile işbirliği yapılıyor mu?
  • Kurum çalışanlarına hizmet içi eğitim veriliyor mu?
  • Öğretmenlerin kullandığı aksesuarlara dikkat etmek gerek. Hacimli yüzükler, uzun kolyeler bile sarılmak için hamle yapınca tehlike haline gelebilir.
  • Öğretmenler mutlu mu? Mola saatleri yeterli mi?
  • Öğretmenler bakıcı değildir. Anne ve babanın boşluğunu giderici elemanlar değildirler. Okul öncesi kurumlar, öğretmenlerin ders anlattıkları derslikler değildir. Çocuğun ileriki yıllarda öğrenecekleri bilgiler için ihtiyacı olan bilişsel, sosyal, özbakım, dil, duygusal ve mantıksal gelişiminin desteklendiği kurumlardır. Çocuk burada sıkılmamalı, derslere boğulmamalı ve eğlenmesine izin verilmeli. Engellenmemeli; fırsat verilmeli.
  • Öğretmeni tanımaya çalışırken; tecrübelerine odaklanmanızı tavsiye ederim. Sorgular gibi gelen sorular öğretmeni gerebilir. Kendinizden bahsederken, arada ona da sorular yöneltebilirsiniz. Üniversite mezunu ve çok iyi bir öğretmen olabilir. Bununla birlikte;üniversite mezunu ve "Oldum artık ben" diye düşünen bir öğretmen de olabilir. İşini seven, yenilikleri takip eden, kendini geliştiren ve çocuklara saygı duyan bir insan olmalı. 
  • Öğretmen ile ilgili herhangi bir konu; önce öğretmenle görüşülmelidir. Öğretmene; eğer bu bir hata veya eksikse, kendini geliştirmesi veya hatasını düzeltebilmesi için zaman tanınmalı. Konu öğretmeni atlayarak kurumla görüşülürse; bunun sadece üstü örtülebilir ve öğretmen kendini gerektiği gibi düzeltemeyebilir. 
  • Ücret yüksek geldiğinde; birleşip, toplu kayıt için görüşülebilir.
  • Hiçbir kurum dört dörtlük değildir, olamaz. Her ebeveynin -ki çiftler arasında bile bu durum değişken olabilir; beklentisi farklıdır. Çocuğun mutlu olması baz alınmalıdır. Kulağınıza gelenlere hemen inanmak yerine; aklınızın bir köşesinde bekletmek ve gözlemlemek daha doğrudur. 


 Geçtiğimiz pazartesi itibariyle, yeni eğitim ve öğretim dönemi başlamıştır. Çocuklarımıza ve bizlere mutlu ve huzurlu bir yıl diliyorum.


*Biterken; yukarıda yazdıklarım, yıllar süren gözlem ve tecrübelerimle edindiklerimden aklıma gelenlerdir. Eğer eklemek istedikleriniz varsa; lütfen yorum olarak yazınız. Elimizde başvurulabilecek önemli bir liste olacaktır.



    13 yorum:

    Bahar dedi ki...

    Harika bir yazı olmuş Elf. ellerine sağlık.

    turkuaz kıyılar dedi ki...

    Elif kreş acısından Ege BAhar ile zor zamanlar yaşadığımız su günlerde yazdiklarin bana çok iyi geldi,bir anaokulu öğretmeninin tecrübelerinin her ebeveyn için çok kıymetli olacağını düşünüyorum,teşekkürler...

    hacew dedi ki...

    Elif bu konuda ufkumu açtın doğrusu.
    Kızımı 37 aylıkken kreşe vermeyi düşünüyorum,pek istekli değilim ama annem çok yoruldu,onu da düşünmek zorundayım :((
    Bir yandan evde hep kendinden büyüklerle beraber oluyor okulda yaşıtlarıyla olmak ona iyi gelir diyorum.Ama kafam allak bullak.Bu yazdıklarını bir kısmı aklımın köşesindeydi ama kalanı hiç aklıma gelmezdi inan.Bilgiler attıkça çıta yükseliyor, seçeneklerim az.oooooooooooooof Allah yardımcımız olsun.
    Çok teşekkürler

    anne kaleminden dedi ki...

    çok beğendim çok faydalanılacak güzel bir yazı olmuş, ellerine sağlık elif...
    yıl sonu gösterileri konusunda kafam karışık doğrusu, emek ürünü bir gösteriyi sahnede sergilemeleri iyi bir deneyim olabilir mi diye düşünmüştüm ama ne tür sakıncaları var sence üstü kapalı geçmişsin o maddeyi biraz açarsan çok sevinirim...

    Adsız dedi ki...

    Çok teşekkürler, bizim daha bir senemiz var ama şimdiden düşünüyorum tabi, nasıl bir kurum seçmeliyiz, nasıl yapmalıyız diye. Bu yazı çok faydalı olacak bizlere:)

    www.gulenmutfak.blogspot.com

    ElfAna dedi ki...

    Tesekkur ederim:) Ekleyecek maddeler mutlaka daha vardir. Ben de onlari bekliyorum.
    Anne kaleminden asagidaki linklere bir goz atabilirsin:

    http://alpiharikalardiyarinda.blogspot.com/2011/04/okul-gosterileri.html

    http://alpiharikalardiyarinda.blogspot.com/2011/05/yl-sonu-gosterii.html

    Adsız dedi ki...

    Elif, harika bir yazı olmuş. Tecrübelerin ışığında, hem anne hem de öğretmen gözüyle gerçekten yol gösterici bir yazı olmuş.
    teşekkürler:)
    Gamze

    P.s. bir de blogun bana yorumlarda yetki verse süper olacak:)

    nil dedi ki...

    Sürekli link verilesi,çok başarılı bir post olmuş.Ellerine sağlık:)

    ElfAna dedi ki...

    Adsiz, anonim;) Nil sagolsun, yorum konusunu hallettik. Bakalim, post basina kac yorum birakabiliten var:P

    Nil' cim, sagolasin.

    AYTÜL-ALİ dedi ki...

    ElfAna çok teşekkür ederim,iyiki varsın.seneye bende Ali yi yarım gün vereceğim kreşe.Şimdiden kimlere danışsam diye düşünüyordum.
    Varlığın beni rahatlattı :)

    ElfAna dedi ki...

    Aytul-Ali cok tesekkur ederim:)

    Adsız dedi ki...

    ellerine saglik Elifcim; bu aralar yatip kalkip anaokulu arastiriyoruz:( offff offf... TUNAESRA

    ElfAna dedi ki...

    Esra, bir nebze isinize yaradiysa ne mutlu bana:)

    Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More