Haziran ortası fırtınaya yakalanmak ayrı bir şanstır

Geçtiğimiz haftasonu erteleye erteleye bir hal olduğumuz köy yolculuğumuzu gerçekleştirdik. İzmir serindi. Şimdiki gibi 38' lerde nemle sürünmüyorduk. Yolculuk rahat geçti. Artık 4 yaş veledi olan Alpi, apar topar hazırladığım araba aktivite tepsisinin büyüsüne kapıldı. Çok uyduruk bişey oldu, yenisini özenle hazırlayacağım, fotoğrafını da ondan sonra koyarım. Tünele gelmeden uyuyakaldı 4 yaş abisi. Sınırlarını nasıl deniyor bu aralar. Fakin for yazısı yakında:)


"Anne, artık 4 yaşındayım ya; biggisaar oyunu oynayabilir miyim?"
"Tabii ki evet oğlum"
":) Hani şu gazetenin verdiği gibi savaş fotoğrafı olanlardan?"
"Tabii ki hayır oğlum!"
"Pekiii, kalton netvölk izleyebilir miyim?"
"Ya Amatar?"
"Bahçede abi arkadaşlarımla dövüş oynayabilir miyim?"
"Boks yapabilecek miyim?"
"Daha kalın masal kitabım olacak mı?"
"Televizyonda gördüm anne; Mec Danılds Gingılbledmen veriyormuş; alacaksın değil mi?"
"Akvaryumum büyüsün mü artık? Çöpçü balığı da koyalım"
"Büyüyünce alaba alıp, Gülçim' i gezdireceğim. Söz verdi"
"Doğum günü balonlarım sönüyor. Sen onları şişir, kimseyle paylaşmak istemiyorum! Eğer alırlarsa kafalarına bi vurarım!"
"Berk bahçeye sakız getirmiş. Herkesle paylaşmadı. Benimle de paylaşmadı! Ona bi vurarım!"
....

Liste uzar gider. Hep şiddet hep şiddet. Nereye kadar bakalım. Bu boks merakı da bir oyun salonundan kaldı. Yeni bir oyun alanı açılmış diye parkta duydum. Arka sokakta olduğunu öğrenince hemen koşup keşfe çıkalım dedik. Girişte büyük bir akvaryum, arkasında kasa ve arkasında pijamalarıyla oturmuş bir teyze. Hoppala! E hadi ciddiyetsizlik insanlık hali diyelim. Ahşap platformalar, kaydırak, top havuzu, salıncak, air hokey, boks ringi, zıpzıp. Ne???? Boks ringi mi? Çüşşş artık! Ardımıza bakmadan kaçış...
Konu nereden nereye geldi. Yoldaydık ve köye gidiyorduk. RifBaba hala grafiker bulamadı. İnsafınız kurusun! Kocamla tatile çıkmak istiyorum lan bu sene. Buluverin bu tatil seraplarıyla bulanmış beyinli çifte bi grafiker!
15:00 te planlanan yolculuk 19:00 da başladı. 01:30 da köydeydik! Alpi uyudu uyandı, eve girdiğimizde şansımız döndü ki tekrar uykuya dalmıştı. Babaannesine yarım ağızla bir "Nelaba" 4 yaş ve hala nelaba :) ve tekrar uykuya teslimiyet. Hemen arkasından biz de..
Sabah uyanır uyanmaz, alabalık çiftliğine gittik. Herkes orada bizi bekliyordu. Alpi' nin hala oğlu önceki geceyi "Gelmeyecekler mi? Nerede kaldılar?" diye söylenerek geçirmiş. En küçük kuzen de 1 yaşın izin verdiği ölçüde yürüyerek aralarına katıldı. Kahvaltı masası hazırlanan kadar oyuna başlamışlardı.



Zorla bişeyler yedirdik. Bu 4 yaşla beraber, hele ki yaza denk geliyorsa; yeni bir iştahsızlık dönemine giriyorlar. Nasıl desem; sanki terrible two' nun katmerlisi. Yine inatlaşmalar, yine sınır denemeleri, daha becerikli olduğunun farkına varılan elleri daha çok kullanma isteği, Bakugan merakları..


Aklımız kirazlardaydı ya en son, hemen kontrole çıktık.



Eh işte diyelim. Peşpeşe gelen yağmurlar çoğuna zarar vermiş. Yedik yine bir sürü, yanımızda da getirdik. Ama asıl parti 15 güne kadar olacak :) 15 gün sonra RifBaba' nın kızkardeşi &3 çocuğu geliyorlar bize. Ev şenlenecek orası kesin :) Birlikte yine köye gideceğiz. Alpi ilk ve son kez 1 yaşın içindeyken görmüştü onları. 3 numara henüz annesinin karnındaydı. Amcası ile bir hesap yaptık: Bir sonraki gidişimizde Alpi' nin 7 kuzeni de orada olacaklar. 8 enik! Alpi, benim hayallerimdekini mi yaşayacak ne?

Çok şanslı bir çocuk benim Alpi' m. Bunları tadabildiği için:








Bunları koklayabildiği için:






Ve bunları yapabildiği için:








devam edecek...

 *"Biterken" yapmayı unutmuşum; imzayı ekleyeyim bari.

7 yorum:

yeliz dedi ki...

faking forunu yerim ben onun bi de nelabasını:) korkuyorum elif, geleceğimden korkuyorum:P

Gamze dedi ki...

ohh içim açıldı yine ne harika bir post, fakin 4lu hali bile kibar ve tatlı alpimin:)sevgiler...

anne kaleminden dedi ki...

valla ne güzel bir gezi olmuş.. alpi gerçekten çok şanslı :)

ElfAna dedi ki...

Yelizim, korkunun ecele faydasi yok anacim. Bakma sen arada boyle geliyorlar bana. Keyifli bir donem.

Ege'min annecigi, sana oradan oyle geliyor:) Pespese kelime dagarcigini siralayinca kulaklarına kadar kizarabiliyor insan :P Bahcemiz sag olsun!

Anne kaleminden, hos geldin, safalar getirdin. Yavrucaklar cok datli:)

larcencielblog dedi ki...

ElfAna'm,

Her postun gözlere şenlik! Ellerine sağlık!

Alpi'nin "bi vurarım"ına koptum, anne olarak pek eğlenmediğini tahmin ediyorum ama... dediğin gibi, sınırları deniyorlar sanırım! (4 yaşla onu bunu yapabilir miyim soruları bana kendi küçüklüğümü hatırlattı, Alpi'den biraz daha büyükken anneme "ortaokula başlayınca erkek arkadaşım olabilir mi?" diye sormuştum da kadıncağızın gözleri fal taşı gibi açılmıştı :P).

Alpi'ye sevgiler, sana da...

Hülya Cinsçiçekçi dedi ki...

ya bu yazdıkların bizi izmir'de tutan gerekçeler biliyor musun? imzir iş anlamında ölü bir şehir olmasına rağmen çocuklarımızın normal bir çocuk gibi büyümesi ihtimalini seviyorum. istanbul'da yaşasak fuardaki gibi ağğ ağğğ diye diye koşturacağı yer nerdeeeeee

ElfAna dedi ki...

Basak, alemsin, gel artik Izmir' e:)

Hulya, katiliyorum. Ver tespiti ver tespiti:P

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More