Taşındık ama küçük kuzumun kalbinin bir parçası Balçova' da kaldı. İlk bir ayımız çok ama çok zor geçti. Ben bir türlü arabayla haşır neşir olamadığımdan dolayı mecburen otobüs, metro, RifBaba veya otobüs, metro, dolmuş şeklinde ev temizleme maratonlarıyla başladık önceleri. Kuzuya odasında bir küçük ayarlama yaptım. Oyun ve uyku ihtiyaçları giderildi. Zaten çoğunlukla temizlik yapmaya gönüllüydü.
Alpi geceleri dönen laflara sadece kulak misafiri oldu. Değiştireceğimiz eşyaların bir kısmını 1 hafta önceden dağıttık ve koltuklarda Alpi resmen koptu. Bu bebeğimi öyle derinden etkilemiş ki; bir ay boyunca saçma sapan olarak başlayan her mızıltı "Koltuklarımızı çok seviyordum. Abiler gelip aldılar. Bunları istemiyorum!"feryatlarına eşlik eden ağlama krizleriyle devam etti. Biz taşındığımızda 39 dairelik apartmanda topu topu 5 aileydik. Yan sitede tanıdıklarımın olması işe yarıyor gibiydi. En azından ben öyle sanıyordum.
Alpi' nin bütün hareketleri, huyu suyu değişti. İnanılmaz çekilmez tavırlar sergilemeye başladı. İçten içe ortam değişikliği olduğunu hissediyordum ama bu denli patlak vereceğini hayal bile etmemiştim. İşte yetişkinlerin iyice tartıp harekete geçildiği sanılan yüzeysel dünyası ve çocukların ayrıntılara ve rutinlere bağlılıkları. Sonuçta herşey Alpi için daha iyi olacaktı. Daha iyi okul fırsatları vardı, şehre ne uzak ne içinde bir ev, bir sürü arkadaş. İşte tam da bu noktada yanılmışız. Bir gün yine ağlıyordu alakasız bir şey için ve bombayı patlattı:" Anne ben çok yalnızım!"
"Neden anneciğim? Biz senin yanındayız"
"Benim hiç dostum yok!"
"Olur mu hiç öyle şey! Bak burada falanca filanca hergün parka gidiyoruz, bahçede oynuyorsunuz"
"Anne onlar benim dostlarım değil! Arkadaşlarım. Benim dostlarım orada kaldı!(Eliyle karşıyı-Balçova- gösteriyor) Sporum da orada kaldı..Eski evimiz çok güzeldi. Zaten koltuklarımızı da aldılar! ÜHüüeeeeeeeeee!
Tahmin edilemez bir dumur yaşadım. İçim acıdı resmen. İyi hazırlayamamışız demek ki çocuğu. O gün kucağımda sarılarak ve ağlayarak daldı öğle uykusuna...O hafta spora gitmemiştik ve de oyun grubumuzla buluşmamıştık. Zaten o "dostları" anne çocuk cimnastiğinde tanıştığımız annellerle kurduğumuz oyun grubundaki çocuklardı. O günden beri günde en az 6 saati sokaklarda geçiriyoruz. Park park geziyoruz. Taş, çiçek vs topluyoruz. Elimizde büyüteç karınca ve böcekleri inceliyoruz. Bir ara sapıttığını düşündüm: Eve giren sineklerle konuşup kışkışlayınca da ağlıyordu: Onlar O' nun dostlarıymış! Tam bu dönemde -biraz erken oldu gibime geliyor-hayali arkadaşları girdi hayatımıza. Bir gün beni çok feci gafil avladı:
Ev yerleştirmeye çalışıyorum umutsuzca ve uzun zamandır sesi soluğu çıkmıyordu. RıfBaba' da gece mesaisinde. Odasına gülümseyerek girdim. "Anne niye merhaba demiyorsun?" diye sordu.
"Merhaba Alpi"
"Sen çok kaba bir annesin sanırım"
"Ne oldu bitanem?"
"Bak sana el sallıyorlar"-eliyle pencereyi gösteriyor
"Kim el sallıyor?"
"Arkadaşım"-oyuncaklarından bahsettiğini sandım ve gülümseyerek yerdeki oyuncaklarına merhaba dedim. Birden bağırdı:
"Dikkat etsene ayağına bastın!"-geri çekildim ve yerde üzerine bastığım bir oyuncak aradım ama yok. Bu sefer kaşlarını çattı ve:
"Anne sana çok kızdı. Şimdi arkadaşım pencerenin önüne saklandı ve sana sinirli sinirli bakıyor"-Ben salaklaşmış bir şekilde pencerenin önünü tarıyorum neler oluyor diye. Kalktı yerden ve pencerenin önüne gitti. Elini uzattı ve birisiyle elele tutuşuyormuş gibi bir soluna dönüyor yüzünü acıyla buruşturuyor bir bana bakıyor ve yanıma geldi.
"Özür dileyecekmişsin yoksa o da senin ayağına basacakmış!"
Ayyy! Birden resmen ürperdim. İlk hayali arkadaş vakasını yaşadığımızı idrak etmem biraz zaman aldı. Tahmin edin aklımdan neler neler geçti:))Sevimsiz bir şekilde gülümseyerek onun hizasına eğilip boşluğa özür diledim. Dönüp arkasına
"Tamam artık gidebilirsin" dedi. İtiraf ediyorum bikaç dakika kapının arkasına saklanıp gizli gizli izledim.
Şimdi durumlar nasıl? Arkadaşları hayatında önemli bir yere sahip. Oyun grubu toplantılarına olmasa da harici buluşmalar, doğum günleri, anne çocuk cimnastiği için bir ayağımız Balçova' da. Bazen tüm anı arkadaşlarıyla dolu dolu kudurarak; bazen de hiç umursamıyormuş gibi geçiriyor. Ama dönüş yolunda anlattığı ayrıntılardan radarlarının açık olduğunu anlıyorum. İşte bazı toplantılarımızdan kareler:
Spor dönüşü park çıkartması.
Yine bir başka spor dönüşü Dilek&Çınar bizi evlerinde misafir ettiler. Dilek arka tarafta omlet hazırlarken; ben de çocuklarla avaz avaz şarkı söylüyorum.
Melis&Alpi her biraraya geldikten sonra Burçin arkamızdan bahar temizliği yapıyordur eminim.
Süper beşli Çınar' ın doğum gününü kutluyor.
Super anneler&enikleri.
Dilek ellerine sağlık. 5 miniğe 3 mumlu pasta düştü. Daha ne istesinler?
Anneler coşmuş; değme paparazzilere taş çıkartırken bana yakalandılar. Heh heee..
Geçtiğimiz pazar İrem' in doğumgünüydü.
Doğa&Alpi köpek balonlarıyla oynarken.
Anneeee! Yakışmış mı?
Alpiii! Yakışmış mı?
Hayatımız böyle sürüp gidiyordu. Özlemler, sevinçler. Kuzucuk kah yalnızlık çekiyor kah arkadaşlarıyla kucaklaşıyor.
İşte o dönemde hayatımıza "Bıcık" girdi.
1 yaş görünümlü 4 aylık bir tekir. Alpi' nin tüm hayatı değişti ve neşe geldi, bunalımından sıyrıldı; Bıcık' ın tüm hayatı değişti ve hayatının pamuk ipliğine bağlı olduğunu hissetti, bunalıma girdi! Alpi gözünü açtığı andan uyuyana kadar evde şu şekilde yaşamaya başladık: Önde Bıcık can havliyle kaçıyor; arkada Alpi vahşi çığlıklar atarak onu kovalıyor; en arkada ben Alpi' yi durdurmak için koşuyorum. Zavallı minik Bıcık hayatının tecrübesini yaşadı. Evde tam bir sessizlik oluyor. Tam ohh huzur derken aklıma bunun olmaması gereken bir sessizlik olduğu geliyor ve BİNGO! Alpi ya ata biner gibi Bıcık' a binmeye çalışıyor ya da boynundan yakalayıp kucakladığını düşünüyor oluyor. Bıcık sabah08.30ile akşam11.00 arası ortalıkta durmuyordu. Kendine gizli yerler yapmış:)
Panik halinde tam 45 dk aradık ve nereden çıktı!
O gün apartmanda toplu alınmış olan bir kararı öğrendik: KEDİ VE KÖPEK BESLENEMEZ!Can sıkıcı bir durum ama Bıcık' ı bahçeye bırakmak zorunda kaldık. Mama kapları ve yatağı ile birlikte. Bahçeye indiğimizde sanki bir köpek yavrusu gibi tıp tıp tıp peşimizden markete, oyuncakların yanına .. heryere geliyor.
3 haftadır fildir fildir geziyor.
Hayatından gayet memnun. Hatta komşularımızın bir kısmı evlerine kuru mama almışlar; sabah akşam gördüklerinde veriyorlar. Sadece giriş katındaki komşularımız zorluk yaşıyor. Minik kedicik evlerine girmek için o kadar ısrarlıymış ki, sineklik yırtılmak üzereymiş.
0 yorum:
Yorum Gönder