Cumartesi gecesinin neşesini belgeleyen bir fotoğraf bu.. Pek net değil çünkü bizim zıp zıpı zaptetmek ne mümkün! Yüzünün göründüğü tek fotoğraf bu. Malum Sevdacığına gitmişiz. Her türlü kudurukluğun mübah olduğu bir ev orası. Dedesi ve teyzesinden de sonsuz kredisi var yumurcağın. Bütün gece koridorda koşturup birbirlerini kovaladılar.
Pazar günü akşamüstüne kadar baba-oğul günü yapıp bilgisayarda Wall-e seyrettiler. Şaka maka bu filmi ele geçirene kadar ne çektiğimi bir ben bilirim. Minik Alpi de ortalama 20 kere izlemiştir herhalde. Artık televizyona eskisi kadar düşkünlüğü yok. Daha çok elinde oyuncağı bulunan filmlerle ilgileniyor.(McDonalds ve Burger King sağolsun) İzledikten sonra filmdeki karakterleri masasına dizip kendi oyununu kuruyor. Bana teklif geldiğinde seve seve ona katılıyorum. Çok keyifli bir animasyon. Ve de neredeyse hiç konuşma yok. Çocuklara yönelik hazırlanan animasyonlara pek güvenemiyorum. Anaokulundayken çocuklarla gittiğimiz bazı animasyonlarda kullanılan dil, hitaplar ve argolar bana yok artık dedirtmişti. İlk önce RıfBaba'yla beraber izliyoruz. Onaydan geçenler ufaklığın arşive katılıyor. Bu yaşlarda ezberleri kuvvetli olduğundan dönüşümlü olarak bir sefer orjinal seslendirme diğerinde türkçe dublajlı izletiyorum ki yabancı dile de kulak yatkınlığı oluşsun. Duyduğu kelimeleri papağan gibi tekrarlıyor, ben de türkçesini minişimin kelime dağarcığına ekleyiveriyorum.
0 yorum:
Yorum Gönder