Alpi artık yüzüyor


2 ay olacak yüzme kursuna başlayalı. Her cumartesi & pazar, Alpi camekanın havuzlu bölümünde, biz de izleme bölümünde heyecanlanıyoruz. O korkuyor, ben cama yapışıyorum. O, ağlıyorum, ben antrenörler velilerle göz teması kurmuyor diye kızıyorum. O batıyor, benim çıkarasım geliyor :))

Yüzme öğretmenlerimizi seviyoruz. Göz kontağı kurmamakla iyi ediyorlar. Hatta camekan da kapatılsa bile teridir. Çocuklar orada istenileni yapmaktan çekindiklerinde, alıştıkları üzere, ağlak gözlerle bizlere bakıyorlar. Zor durum herkes için:) Fotoğraflarla geçen iki ayımız.

 Tahmin etmekte zorlanmadınız değil mi? Şeker pembesi boneli ve turkuaz-turuncu gözlüklü yavru, Alpi :) 

İlk ayı, çoğunlukla küçük havuzda geçirdiler. Ayak çırptılar, başlarını dudaklarına kadar suya batırıp baloncuk çıkardılar-nefes egzersizleri-, oyun gibi gözüken, aslında büyük havuzda işlerine yarayacak taktikleri öğrendiler.

Sırasını beklerken çoğunlukla, burnunu tutmadan dalma çalışmaları yapıyor.

 Öğretmeni, yuvadan ilk kez itiveriyor :)

 Arkadaşları, kendi başlarına havuza atlamak için sıradalar. Alpi bundan çok korkuyordu. Alel acele havuzdan çıkıp oturdu ve ağlamaya başlamıştı. 

 "Böhüüeeee! İstemiyoruuaaammmm! Ben öğretmenimin elini tutmadan atlmaaammmm!Anneeeaaaaaa, kurtar beni!!!!" İtiraf ediyorum, bu fotoğrafa bayılıyorum :P

 Arkadaşları sırayla atlamaya başladılar. Alpi, ağlamak konusunda yeterince diretince, cankurtaran öğretmenlerinden bir tanesi ikna turlarına başlıyor.

 Cankurtaran öğretmen, kendi öğretmeniyle konuşmaya ikna ediyor. Devamını heyecanla izlediğimden, fotoğraflamak aklıma bile gelmedi. Kah öğretmeninin kucağında, kah öğretmeniyle elele atlayışlar yaptılar. Ertesi gün de ağladı ve sonra cesaretlendi. Bir daha da ağlamadı. Böyle her duygusal çalkantıdan sonra, ders bitiminde öğretmenine koşarak sarılıyor kuzum.

 Havuzun içinde sıra bekliyorlarken; benim cüce tek tek arkadaşlarını geride bırakarak, sıranın sonuna fıyabiliyor :P

 Sırtüstü durma çalışmaları.

 Batıp çıkıyor.

 Keyfi yerinde. Bir de kimse Ona bakmıyor sandığında (!), havuz suyunu ve kollarındaki damlaları yalamaya başlıyor. Her uyarımızda da kesinlikle inkar ediyor cüce.

 Yolun yarısında öğretmeni ileriye doğru itiyor ve dipten yüzerek halkalara kene gibi yapışıyor:)

 Zorlu geri dönüş.

Eller önde gergin, ayak çırparak dipten yüzüyor. Suyun dibindeki karartı, öğretmeni. İlk önce sırtına çıkıp, boynuna sarılıyor. 1,2,3 ve yunus gibi öğretmenin sırtında dibe dalıyorlar. Tam dipte öğretmeni sıyrılıyor ve kendi başına suyun yüzeyine ulaşıp, halkalara veya başlangıç noktasına kadar dipten yüzüyor. Şahsen, çok eğlendiğim bir dersti.

S ırtüstü de yüzebiliyor.

Şimdilerdeyse, kulaç atarak yüzmeyi öğreniyor. Artık eğleniyor ve derse geç kalmak istemiyor. Zavallı ben; camekanın arkasında içim giderek yüzenleri izliyorum :)
 Ben de bu yaz öğretmeyi planlıyordum. Kolay olmayacağını düşünüyordum fakat izledikçe ve gebeliği de hesaba katarak, tahminimden de zor olacakmış diyorum. Böyle bir disipline her şeyden önce, çok bilmiş sahil kuşları izin vermeyecekti. "Zorlama çocuğu, sudan korkutacaksın, isteyerek öğrense ne olurdu, hişşşşttt bağırma bakayım" bla bla bla. Alpi o esnada kayıtta olacaktı elbette ve "Böhüüüeeeee!!! Zorlama beni, sudan korkarım bak, boğuacağım imdaaaaaaağğğttttt!" Puffff, düşünmesi bile geriyor insanı. Şunu kabullenmek gerekiyor ki; ebeveyn her şeye yetemez, doğrusunu bilse dahi her zaman uygulamada o kadar başarılı olamayabilir.

0 yorum:

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More