"Yaz geldi mi?" "Gelecek mi?" derken, geldi İzmir' e. Bir garip geldi ama sıcak mı? Sıcak. Denize girilebiliyor mu? Ben henüz ayağımı sokmadım ama girenlerin fotoğraflarından ikna olduk. (Son fotoğraftan anlaşılabileceği gibi Alpi sefteyi Ela ile yaptı) Bodrum gözümde tütüyor. Biriş görüşmem var beklediğim. Olursa hemen soluğu lacivert denizin koynunda alacağım.
Geçen hafta Tuğçe, Demir ve nanesi bizdeydi. Ben, 4 güzel gün geçirdim.
Aklıma bu gece Alpi' nin 15 aylık zamanları geldi. 15 aylıkken benimle birlikte kreşe başlamıştı. Okulun en küçüğüydü. Sınıfının da en küçüğüydü. 3-3,5 yaş arası çocuklar vardı. İtilip kakıldı, hırpalandı, ağladı. Sonra kendini savunmayı öğrendi, ağlatmaya da başladı. Hepimizin geçtiği yollar işte..
Saçma biliyorum ama garip duygusallıklarla boğuşuyorum bu sıralar. Alpi' nin küçüklüklerini ayırdım. Paylaşılacakları paylaştık, saklanacaklar saklandı ve elden çıkarılacaklar da bir kenara kondu. Bebekliklerinden başladım. Amaaaann sanki 10 yıl giymiş her birini! Fil hafızalı mıyım neyim? En fazla 5-10 kere giyilmiş o giysilerde ne anılar canlandı. Sanki 3-5 çaput değil evden gidecek de çocuğu veriyorum! Böyle dalıp dalıp gitmeler, bodyleri okşamalar, abartıp koklamalar. Bir de çocuğa aşılamaya çalışıyorum ya; "Paylaşalım, değiş tokuş yapalım, ihtiyacı olan insanlar var, boşu boşuna para verilmesin de değerlendirelim". Eeee? Sen uygulamaama çocuktan bekle! Oldu.
Gerçi Alpi benden daha iyi çıktı bu konuda. Oyuncaklarının bir kısmını geçen hafta köye giderken götürdük. Bir süre önce ayırmıştık zaten. 7 kuzen bir araya geleceklerdi ve köydeki kuzenleriyle paylaşmaya karar verdi. Orada beraber oynadılar, gelirken de bıraktık.
Köy yine çok güzeldi. Bu kez neredeyse hiç fotoğraf çekmedim. Bu aralar nedense pek içimden gelmiyor. 5 yaşla beraber, acaip bir hareketlilik başladı Alpi' de. Gözümü üzerinden ayırmamam gerekli gibi hissediyorum. İzlediği filmler mi desem, hayal gücünün genişliği mi desem; bir deli cesaret var Alpi' de. Pek alışkın olmadığımız bir durum. Bu yaşa kadar hep temkinliydi. 4 yaşına kadar parklardaki boru kaydıraklara tırmanmamıştı misal. Düşebilir diye balkondan sarkarak bakmazdı. Tehlikeli sayılabilecek hiçbir yerden atlamazdı. Kendi kabuğunu kırıyor sanırım. Pırrrrrr burda, pırrrrrrr orda. Gözümle takip ederken bile yoruluyorum. Fotoğraf için uygun anı kollamak, tedbirsizlik gibi geliyor bu durumda.
Ataklar devam ediyor bu dönemde de. 1 hafta boyunca neredeyse hiç birşey yemezken, 1 hafta sonra 1 öğünden 3,5 tabak yemeden kalkmayabiliyor. Abur cuburlar hala kontrol altında. Kıtırlar favorimiz olmaya devam ediyor.
Ege, Berk, Tuna, Arca ve Ela ile daha iyi. Sıkılırsa uzak duruyor, sevimli anlarında yanlarına gitmeyi tercih ediyor. Bu, insanlık için küçük gibi görünse de 5 minik arkadaşı ve bizim için oldukça büyük bir adım:P
*Biterken; Alpi & RifBaba uyuyor, Kardeş Türküler - Burçak Tarlası çalıyor. Fotoğrafların konularla "Ehh işte" alakası vardır. Yine stoktan yedim:P
6 yorum:
o gece pek bir duygusal takılmışsın :)Eylül de temkinli bir kız çocuğu,öyle zıpır bir şey değildir,ağır abla edasında şimdilik.Ben de öyle gider diye umut ediyordum bu yazıyı okuyana dek.Kabuğunu kırma evresini yaşar mı bilmem,uzak bir ihtimal gibi gözüküyor :P
Operim o minik ange' yi:P
Seni okumak çok keyifli be Elfanam :)
Harikasın
Sevgiler
bilmukabele:)
Bizde yaşıyoruz benzerlerini :) zaman keşke dursa hiç büyümeseler...
şimdiden iyi tatiller diliyorum..
pelince.com
Zaman bazen dursun cidden. :) Pelince, tesekkur ediyoruz.
Yorum Gönder