Kaç kişiydik o zaman, kaç kişi kaldık şimdi..

Söz konusu Bodrum  olunca fotoğrafların hepsini&yazımı bikaç gün içerisinde ard arda eklerdim. Karışığım diye yazmıştım yaaa. Çok kritik kararlar  bekliyor beni bu dönem. Zor.. Yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal cinsinden..İki ucu ohooooo değneklerden. Yine de unutmak istemiyorum ayrıntıları. Bodrum' da nihayet Melike, eşi & Batıkan ile tanıştık. Melike , inan 5 kez sıkıştırıp fotoları yollamyı denedim. Gmail, hotmail, yahoo. Nçıkkk!! Yarına bi daha söz :)





Mevkii versem mi vermesem mi? O konuda da kararsız kaldım. İşte yarımadanın en güzel koylarından birine uğradık bu samimi aileyi ziyaret etmek için. Melike & eşi bizi elleriyle beslediler. Anam porsiyonlar küçük, doyamadım ben o köftelere! Bi daha isteriz:)


Cidden çok yoğun bi saate denk geldik. Uslu uslu sıramızı bekledik. Oturup köfteleri lüplettik. Yazmama gerek var mı? Alpi ekmeğin sadece bi kısmını bıraktı. Kalktı, dolaştı, esnafla dalaştıracaktı bizi, ellemediği hediyelik eşya bırakmadı. Büfe' nin dekoruna el attı, olmadı sandalyeleri düzenledi, yetmedi "Nerde kaldı köftelerim? Haa?" diye taciz atışları yaptı.

En sonunda küçük makinayı kaptı ve elleyemediklerinin fotoğraflarını çekti :) Nasıl ciddi!


Yemek faslı bitene kadar Melike' nin de işi bitti. Can yoldaşını da kapıp, uyanan Batıkan'ı da ekleyip sohbete daldık. RifBaba, "RifBaba" olmayı kanıksamaya başladı. Özellikle Alpi' nin doğum gününden sonra, tanıştırdığım blog uzantılı arkadaşlarımın "Vee siz de RifBaba"larına sırıtarak karşılık veriyor. Napiim canım, yıllarca başımın etini yedin: "Halk beni istiyor. Beni hayranlarımdan uzaklaştırdın" diye. Al, bak tanımadığın insanlar seni tanıyorlar :) -laf aramızda ben RifBaba' yı ilk gördüğümde Anadolu rock yapan grubuyla sahnedeydi :P-Sohbet bitiminde kısa bir tur attık. İyice sıkılan Alpi' nin özgürlüğe koşuşu bu:)



Ertesi gün yapacakları, minik adamın doğum günü partisine katılamayacağımız için; Melike hazırlanan süsleri gösterdi. Bize arabamıza kadar eşlik ettiler. Batıkan RifBaba amcasına yardım etti: "Geel geel! Hooop!" Buna en çok Alpi güldü:))1 ay sonra yanınızdayız.

Yolu uzatıp kıyı şeridinden gezintiye çıktık. Kargı, Bağla, Turgutreis, Akyarlar, Karaincir, Ortakent, Yahşi..Eşlik eder misiniz?







Bebeğini böyle güzel bekliyor. Hızla giderken, arabadan çektim. Bilsem kim olduğunu yollayacağım da..


Nihayet, aylardır beklediğim an: Gümüşlük.


Her yerde yazılıp çiziliyor ya "Bu sene bomboş Bodrum" diye; benim şahsen hiç bi şikayetim yok. Küçük su 25kuruş iken 1.5'a satan, yepyeni makina halılarını aylarca güneşte bekletip el dokuması, kök boya, antika halı diye yutturmaya çalışan, yabancı turistlere muazzam paketler sunarken yerli turiste "Yerimiz yok!" deyip yüzüne bakmayan ben miydim? Bana mı sormuşlardı süpersonik satış stratejilerini? Kıçı kırık, döküntü, harabeden bozma rutubetli evleri dudak uçuklatacak rakamlara kiraya verirken ben mi vardım yanınızda? Ben en çok yarımadayı kışın severim. Aklı başında, huzur ve keyif almasını bilenler Ekim' de gelirler hep buralara. "Sarı yaz" denir. Denizin en durgun, sıcak zamanı, havanın en ılık olduğu dönemdir. Daha az insan olur, daha az gürültü olur, daha az pislik olur. Yarımada bu sene sezon başından beri sarı yazı yaşıyor...


Alpi, Gümüşlük' te dayanamadı lacivertin çağrısına. Sıpa, ne sözler veriyordu bana İzmir' de: Tek kollukla yüzücem, denizden hiç çıkmayacağım". Babasıyla girmeye yanaşmadı, benim de keyfim kaçık ya; girmeyince denize, O da kumsalda kum oyuncaklarıyla oynamayı yeğledi. Söz oğlum, 1 ay sonra acısını çıkartacağız.





Güneşin batarken ki renk oyunlarına bayılırım. Ama en çok buradan




Eve döndük ve bizi resmen bir ziyafet bekliyordu. Yolda Alpi ile şöyle bir konuşma geçmişti aramızda:

A: Anne, dedemlere gideceğimiz için çok mutluyum. Orada en sevdiğim yemeği yiyeceğim.
E: Neymiş o oğlum?
A: Balıkkk!
E. Alpiciğim, sakın dedenlere gidince balık istiyorum vs deme. Biz, misafir olarak gidiyoruz & hazırladıkları herşey  zaten bizi düşünerek koyulacak masaya. İnsanları ziyarete gittiğimizde, önümüze konanı teşekkür ederim, elinize sağlık diyerek yiyip, kalkarız. (Mesajı vermişken tal olsun mantığı:) Sonra da masayı toplamaya yardım ederiz, ellerimizi, ağzımızı yıkarız.
A: Tamam anne!

İlk gece yatmaya çıkarken kulağıma fısıldadı: "En sevdiğim yemek yoktu masada ama ben bişey söylemedim"
İkinci gece olacakmış yavru kuş :) Yalnız evde bu kadar iştahla dalmıyor. Burayla özdeşleştirdiği bir yemek herhalde. Belki de dedesinin ellerinin değmesi gerekiyor :)



Devam edecek..
*İzmir Montessori Semineri' ni ihmal etmeyin. Yaz mevsimiydi, tatildi, alışverişti demeyin. Çalışanlara sözüm yok :)

 *Her Cuma benim için AD günü; buyrun,  bizde çocukla tatil nasıl oluyor: TIK!

*Anne ve Bebisi, AD' ye yorum bırakmışsın; bi karşılaşabilsek.. Benim seninle konuşmak istediğim neler var neler! Öptüm ikinizi :)

 *Biterken, Alpi & RifBaba uyuyor, müzik yok, sessizlik hakim eve. Bu haftasonu çoluklu çocuklu deniz keyfi yapın, pikniğe gidin; olmadı rakı şişesinde balık oluverin :)


7 yorum:

YENİ BİR HİKAYE BAŞLANGICI dedi ki...

amanın eliff bune güzellik o ne mavi one muhteşem bi yer ya bana adres verde elimin altında olsun hani belki birgün gider görürüz bizde bu maviyi ,belki bilde soluruz bu güzelliği mükemmel ya

Unknown dedi ki...

Off Elf offf, masa başında çok fena geldi bu fotolar :(( Ama hepsi de çok güzel :))

Kaymacina dedi ki...

ah bodrum bodrum ... ne güzel resimler bunlar

ElfAna dedi ki...

Müge kizin annesi,
Siz yarimadaya ayak basin; o mavi, o lacivert her yerde. Guven bana:)

Bahar;
Ya, simdi ben de masa basindan baktim. Hakkaten bana da fena geldi ya:P

Kaymacina;
Sen de oralarin sevdalisisin? Tesekkurler:)

Gamze dedi ki...

fotoğraflar al beni içine::))öptüm...

ElfAna dedi ki...

Egenin annesi; +1

Mlke_Btkn dedi ki...

Neyse ki burnumun ucu gözükmüş :P

Ne güzel bir cennette yaşıyorum ben aman Allah'ım :)))

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More