Anne tripleri


Üç hikaye anlatmak istiyorum. Konu annelik halleri.

Yemek keyfinden sonra biz yine kahvelerimizi içerken, bizim bücürler ayrı bir masaya geçtiler. Hedef : bir tanesinin elinde olan gameboy tarzı bir alet. Şimdilerde adı bu değil de anımsayamadım. A-ha! Kabul etmek gerek ki, yeni nesil & oyuncakları beni aşmaya başladı!  Diğer müşteri çocuklarının da ilgisini çekince, küçük çaplı bir çete gibi oldular. Alpi aralarında en küçüğü. Bu tarz meşgalelere(!) sıcak bakmadığımızın farkında. Sıra kendisine bir türlü gelmiyor. Çok sinirlendi de arka çıkan olmadığı için oyun şansını hepten yitirmekten korkuyor ve tedbirle yaklaşıyor :) Boyu da kısa geldi, masaya yetişmedi. Bir sürü çocuk başına üşüşünce, oyuncak sahibi de duvarın köşesine yapıştı. Hurraa! Bütün çocuklar üstüne. 10-11 yaşlarında bir tanesi araya karışmaya çalışan Alpi' yi ittirip duruyor boyuna! Alpi devamlı bana bakıyor, benim kafam duvara dönük & dev güneş gözlüklerimin ardından, gözlerimin yaşarması pahasına, kafamı çevirmeden gözlerimi döndürebildiğim kadar o tarafı kesiyorum :)) Olay çıkacak belli, kokusunu alıyorum.


Büyük çocuk hababam ittirip duruyor Alpiciği. Karışmamam lazım, hakkını savunsun, öğrensin. Yardım bakışları yine üzerimde geziniyor, pas vermiyorum. Büyük çocuğun ailesi de tam arkalarındaki masada, onlar da ses etmiyorlar. Allahım, gözlerim şaşı olacak; dahası öyle kalacaklar!  Derken benim cüce aradan sıvışıp büyük çocuğun önüne geçti ve hızlı bir harektle büyük çocuk Alpi' nin kolunu bileğinden kavrayıp çevirmeye & diğer eliyle de aynı koluna vurmaya başladı! Alpi' den sessiz bir çığlık çıktı. Babasına baktım, herif sırıtıyor. "Bu kadarına sessiz kalamam!" diye gözlüğü fırlatıp babasının üzerine doğru bağırıp çocuklara yöneldim. Herifin sırıtışı yarım kaldı, oğlunun da. "Hemen bırakıyorsun O' nun elini!" kükrememle çocuk geriye sıçradı ve ellerini çekti. Bu durumlarda koruma içgüdüsünün mantıkla savaşması ne zordur. Hemen kendimi toparlayıp daha sakin bir sesle O ' nun Alpi' den çok daha büyük olduğunu, kendisine zarar verecek birşey yapmadığını, eğer makinalı çocuk hiçbirinizle paylaşmak istemiyorsa kendi aralarında başka bir oyun kurabilme alternatiflerini sıraladım. Babaya çirkin bakışlar atmaktan da geri kalmadım. Herkes çocuğunu yanına çağırdı, sırıtkan herif hesabı ödeyip ailesiyle kalktılar, 5dk sonra çocuklar etrafta koşturuyorlardı.

Yillardir tanidigim bir arkadasim var-dı. Taa çoluğa çocuğa karışmadan önce tanıyorduk birbirimizi. Hatta ikimiz de evlenmeden önce. Şimdi Alpi' m 4; arkadaşımın çocuğu da 10 yaşında. Biz "anne tripleri" attık birbirimize, konusmuyoruz şimdilerde. Yazsam mı, yazmasam mı çok düşündüm. Çünkü, arkadaşım da okuyor Alpi Harikalar Diyarında' yı. Çocukların aralarında 6 yaş olunca, sorun edilecek pek bir şey kalmıyor. Birbirlerini bir şekilde idare ediyorlar. Gecenlerde Alpi & arkadasimin kızı oyun oynayıp, yan gözle de tv' yi kesiyorlardı. Biz de mutfakta lak lak yapıyoruduk. Eve gelince Alpi orada yediği çikolatayı, ağzından çıkartıp yeniden eski haline getirmemizi istedi!Cıv cıv cıv mümkün olmadığını anlatmaya çalıştık tam 1,5 saat boyunca. Alpi' de "Berbat 2" döneminde bile yaşatmadığı bir terör havası estiriyor evde. Kendini yere atmalar, böğürmeler, çığlıklar!..Ağzından zar zor beraber tv de izledikleri filmde böyle bir sahne olduğunu öğrendik. Son yardım çığlığı arkadaşımı aradım&kızına Alpi' nin anlattıklarını sormasını istedim. Kızı yok öyle birşey diyor, Alpi "Vaaarrr!" diye yırtınıyor. "Acaba şu mu, acaba bu mu?" diye telefonu kapattım, ertesi gün aradığımda olayı yarı yarıya çözebildiğimi konuştuk. Aynı evde bir gün +1 çocuklu anne daha katılıyor aramıza. Biz yine mutfakta lak laktayken, Alpi masa üstünde duran çerçeve için bekleyen, bitmiş puzzle' ı avuçlamış & yeniden yapmak istemiş! Çok üzüldüler ana-kız. Ben de çok üzüldüm. Saatlerce yapmaya çalıştım, en sonunda hepberaber bitirdik. Arkadaşımın kızı, feci sinir yaptı ama :) 10 yaşında bir çocuk O da sonuçta. Çocuklar odada oynarken bir kargaşa, anneler seslenmeler; bir girdik ki Alpi yerde oturmuş ağlıyor. Arkadaşımın kızı yanı başında, gözyaşlarını falan siliyor. +1' in kızı da henüz birşey sormadan "Valla biz bişey yapmadık! Kendi düştü" vs vs heyecanla anlatıyor. Kızlara olayı anlattırıyoruz, bir düşme anlatıyorlor, arkadaşım bile söyledi, "O pozisyonda kafa üstü düşemez" diye. Kucağımda ağlayarak sakinleşen Alpi, yine arkadaşımın kızının yanında kalmak istedi, kaldı. Dönüşte, kucağımda, minibüste Alpi şakımaya başladı. "Anne, o kız benim ayağımdan çekti, yere düşürdü. ( +1' in kızından bahsediyor) Arkadaşının kızı, O' na kızdı. O da eğer bize söylerse, okulda bir daha hiç konuşmayacağını söyledi. Sonra, yanına gidip kulağına bişey söyledi & barışıp sarıldılar. Arkadaşının kızı da "Tamam" dedi. Sonra da bana"Kimseye söylemeyeceksin tamam mı?" diye bağırdı!!!! Anam! Beynim döndü resmen. Çok ama çok sinirlendim. Hemen sonra Alpi' nin doğruyu söylemiyor olabileceği ihtimali geldi aklıma. Olabilirdi de. Hemen arkadaşımı aradım & kızına olayın iç yüzünü sormasını rica ettim. Alpi' ye şaşırtmacalı sorular sordum: "+1' in kızı yere ittiğinde canın çok mu acıdı?" "Anne yere itmedi, ayağımdan çekti" "Kızlar, sen  yere takılıp düştüğünde yanındaymışlar ya, iyi ki haber vermişler" "Anne, yere düşmedim, ayağımdan çekti!" Arkadaşım, akşam konuştuğumuzda, kızının böyle birşey olmadığını anlattığını söyledi. "Yaa, Alpi de inatla böyle böyle söylüyor" dediğimde " O kadar kıymetliyse çocuğun, başka çocuklarla görüştürmeyeceksin! Yanından ayırmayacaksın o zaman" diye yanıtladı beni. "Benim kızım yalan söylemez" diye de ekleyince patladım artık"Benim oğlum da yalan söylemez. Üstelik kafasını karıştırmaya çalıştığım halde, her seferinde beni düzeltti. Ben kızının yalan söylediğini düşünmekten çok diğer kızın baskı yaptığını düşünüyorum" dedim. bla bla bla... Halbuki ben, arkadaşımın kızının söyleyeceklerine değer verdiğim için O' na danışmıştım...

Başka bir gün, sitenin bahçesindeyiz. Akşam üzeri & bütün annelerle çocukları aşağıda. Alpi, yeni taşınan bir ailenin çocuğuyla oynuyor. Derken bir şeye sinirleniyor & çocuğa önce bir tokat atıyor, sonra da yere itiyor. Annesiyle yerimizden aynı anda zıplıyoruz. Mağduru kontrol ediyoruz, fiziki bir sorun yok. Alpi' ye dönüyoruz ve yaptığının yanlış olduğunu, vurmanın asla kabul edilemez olduğunu, arkadaşının şu an çok mutsuz hissettiğini vs anlatıyoruz. Çok sevimli bir çocuk. Hep olumlu yaklaşıyor bu tür olaylara & sözlü uyarıda bulunur. O hafta neredeyse apartmandaki bütün yaşıtlarından benzer muameleler görmüş! Hoşgeldin için kötü bir tecrübe miniğin yaşadıkları. Sonuç = çocuklar bahçede 1 senedir oynuyorlar, anne benimle bir daha asla konuşmadı!!

Olabildiğince tarafsız anlatmaya çabaladım. Bununla birlikte kendi tecrübelerimiz, ne kadar tarafsız anlatılabilinirse artık.. Merak ediyorum başka annelerin ve çocuklarının tecrübelerini? Yok mu bunun bir ortası? Ne bu, anne tripleri mi? Çocuklar söz konusu olduğunda aslan kesilmenin doğal olduğu kadar, mantığı yitirmek de mi doğal?

İçimiz açılsın azıcık. Bu hafta Annelerin Dünyası rengarenk. Devamı için bir TIK.

6 yorum:

Adsız dedi ki...

daha dun bi arkadasimla parkta bu mevzulari konustuk. Hadi simdi bile henuz nispeten kucukler ama, biraz buyuduklerinde, cocuklarin / annelerin davranislari hakkinda ne kadar makul kalabilecegiz (daha cok ben) diye.
zor isler, siz yazin biz kopya cekelim :)

larcencielblog dedi ki...

Elf Ana,

Haksızlığa uğradıklarında, eğer kendi kendilerine içlerinden çıkabilecekleri bir durum değilse ve diğer çocuğun ailesi olaya tepkisiz kalıyorsa, aslan kesilmeyip de ne yapalım? Sonuçta, böyle bir durumda biz de tepki göstermezsek, bizim çocuğumuz bu işin doğrusunu nasıl öğrenecek? Her duruma da müdahale etmiyoruz ki... Verdiğin tepkiler bana yerinde geldi.

Çinar daha küçük, pek böyle maceralarımız olmuyor. Ama 3 ay önce falan çok sevdiğim bir arkadaşımın Çınar'dan 3.5 ay büyük kızı bir buluştuğumuzda Çınar'a güzelce bir tokat patlattı. Annesi hemen olaya müdahale edip kıza yaptığının çok yanlış olduğunu, Çınar'ın onu incitecek bir şey yapmadığını" söyledi. Çınar ağlamadı ama mızırdandı, ben de oğluma "Elif Naz sana zarar vermek istemedi, o da çok üzüldü bak" dedim. Zaten 2 dakika içinde sarılıp barıştılar. 1 ay sonra yeniden buluştuğumuzda Elif bu sefer de "sevmek amaçlı" yanağını mıncırdı, birazcık kanadı Çınar'ın yanağı. Bizimki bu sefer epey ağladı ama. Annesi yine aynı tavrı gösterdi, ama bu sefer biraz daha çok kızdı. Yine de, bence de doğru olanı yapıp, kızı dışlamaya kalkmadı (zaten ben de izin vermedim). Olay yine 10-15 dakika sonra tatlıya bağlandı (gerçi Çınar, sonraki 1 hafta boyunca her Elif dediğimizde yanağını gösterdi :) ).

Annelerin tavrı, yaklaşımı çok önemli. Önce mağdur olanla ilgilenip sonra da gerekli uyarılarda bulunmak, ama karşı tarafın çocuğunu rencide etmeden bu işi yapmak lazım! Gel gör ki, bir kısım annede bu algı yok ne yazık ki! Oysa çocuklarımız bizim hareketlerimizi örnek alıyorlar kendilerine. "Korumak" adına "yanlış davranmaya" teşvik etmiş oluyoruz.

Neyse, ben kendi adıma rahatım. Çınar'ın kimseye kötü davranmasını kabul edemem, ama ufak itişmelere de müdahale etmem. Aynı şeyi çevremden de bekliyorum. Benim müdahale kısmım, beklentilerim karşılanmadığı zaman başlar!

Eline sağlık, geçmiş olsun Alpi'ye...

anneyazar dedi ki...

Aslında ben bu konuda şu şekilde düşüüyorum sanırım çocuğu eşit güçlerin dışında yalnız bırakmamak gerekiyor. Yani aynı ay, hemen hemen aynı boy, kilo,v.s. gibi bir şeyse en aznıdan başta yazdığın gibi kendi kendini korumasını beklemek ya da arkadaşıyla ortak bir şey oluşturmasını beklemek daha kolayda kendinden büyüklerle bunu sağlamak zor gibi çünkü çocukların dünyası da büyüklerinkinden geri kalmıyor oldukca acımasız. Hele şimdikilerin oynadığı pc oyunları filan şiddeti daha çok yüklüyor onlara.
Arkadaşının tavrını ise sevmedim ne demekmiş o öyle burayı okuyorsa bunu da okusun:) Sırıtan babayı anlamaksa çok güç ama 3. hikayede sana ksen anneyi hepten anlayamadım yani pes. Başak'ın dediği doğru sizden öğreniyoruz bizde başımıza neler gelebileceğini:))

ELİF dedi ki...

Geçen gün ben de bu konuyla ilgili bir yazı yazdım, seninle aynı şeyleri düşünüyorum, müdahele etmeden beklemem gerektiğini düşünüyorum ama açıkçası çoğu zaman dayanamıyorum:)) 3 hikayede de seni takdir ettim...

Hülya Cinsçiçekçi dedi ki...

seninle hep konuştuğumuz gibi çocuklar iter, kakar, düşer, vurur, kıskanır... bence tek önemli kriter annenin tavrıdır.

Nihan dedi ki...

önceleri hakkını savunmayı öğrensin diye uzak durmaya çalışıyordum ama psikolog bir arkadaşım bunun yanlış old.söyledi.5 yaşına kadar onu korumalısın dedi.çocukların o dönemde böyle bir farkındalıkları olmuyormuş.eğer anne ya da baba çocuğunu uyarıyorsa karışmama onun dışında müdahale etme taraftarıyım artık.sevgiler.

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More