MELEKLER&ŞEYTANLAR

Günaydın!



İzmir' in malum sıcakları bastırdı iki gün önce. Yaz sonuna kadar bitmez artık. Rüzgarlı bayıra taşındık diyorduk RifBaba' yla ama bazen bi kesiliyor esinti; yapış yapış sıcaklarla boğuşmaya başlıyor insan. Yakında Alpi' nin yer yatağını banyoya bir güzel sereceğim. Yanına RifBaba yatar. Ben de duşakabinde yatıp 20 dakikada bir banyoyu sulayacağım.Evin iki cepheside kısa aralıklarla güneş aldığı için tek güvenli bölge koridor&banyo. Tatil düşleri içerisindeyiz. Hadi biz geçen sene Turgutreis' teki 2 hafta coştuk geldik de yazık sevgili kocam bizi götürüp getirirken gördü deniz yüzü. Bu sene şöyle ultra mega herşeylerin dahil olduğu bir otel veya tatil köyü istiyoruz. Hani şu yemeklerini bile çocuk çocuğa yiyip başlarındaki ablayla eğlendikleri çocuk klüplerinden bulmak istiyorum orada. Biraz bencillik yapmak istiyorum. Kısacık; 1-2 günlük bir mola istiyorum. Şaşkınım bu aralar öğle uykularını yine reddetmeye başladığı için evde film izleme keyfi de gitti bitti! Hesapladım geçen gün son 3 senede 3 kez sinema yüzü görmüşüm! İki seans üstüste giren bir çift olarak bu bize çok ağır geldi yahu.İki pazarönce; Teyzeyi yakaladığımız gibi Alpi' yi O' na sattık ve soluğu sinemada aldık. RifBaba çok uyarmıştı beni: Yapma etme. Çok az şansımız oluyor sinema için. Bak hiç de iyi duyumlar almıyorum diye. Ama gözüm döndü maalesef bir kez. Bok var gibi girdik "Melekler&Şeytanlar"a; 20dk sonra da çıktık dışarıya. Tek kelimeyle iğrençti diyemeyeceğim. Ne kadar salakça olduğunu anlatmam için kelimeler kifayetsiz kalıyor. Hatta pek sevdiğim Tom Hank' e bile; izlediğim dakikalar boyunca suratındaki o "Cin gibi bakar gözlerim benim" ifadesi yüzünden gıcığım artık. Yıllardır okumak istediğim bir kitaptı kitabı. Dan Brown' dan hiç hazetmem ama bu kitabı yıllardır ondan bundan duyduğum için sanırım iyice merak ediyordum. Okudum da.Ardından da nasıl devammış bu bakalım diye "Da Vinci Şifresini" de okudum. (Üstüne bok yedim hadi bir de "Digital Kale" nasılmış diye baktım fazla geldi. Sonra bir güzel Teyze' den ödünç aldığım "İzmir Büyücüleri" ni okudum. Şimdi de Oğuz Atay' ın "Korkuyu Beklerken" ini okuyorum ve sırada Amin Maalouf "Tanios Kayası" var. Bu da iki ayda 4 kitabı bitirebildim demek. Heyyooo!)Onu beğenmedim. Ama Melekler&Şeytanları beğenmiştim. Son kararım şudur ki:Dan Brown Bir şezlong kitapları yazarı. Geçen cumartesi; ufak bir mide rahatsızlığı sonucu bir gece önceyi iğreti geçirmiş olan ben koltukta yaymış dinlenmeye çalışırken; RifBaba başladı kurtlanmaya: "Teyzeyi ayarlayıp Terminatör' e gidelim." Teyze birgün önce bana telefonda haftasonunu ders çalışarak geçireceğini söylemişti. Mümkün değil çocuğu bırakacağımız yer yok. Zaten berbat hissediyorum. İyi dedim sen al arkadaşını git. RifBaba kulaklarına inanamadı. 5dakika içinde kapıdan çıkmaya hazırdı. Amaaaa..O gün tatil günü ve Alpi bunun anne+Baba+oğul saadet günü olduğunu biliyor. Bir yaygara. Adam kapıdan çıkmaya çalışıyor, Alpi boynuna yapışmış "Hayılll! Bugün tatil günü. Dışarıya çıkamazsın!" Bir önceki hafta filmi beklerken Romeo' ydu galiba bir animasyon gözüme çarpmıştı. Düşündüm ki, alıp Alpi' yi biz de gelelim. Ayrı salonlara gireriz. İyi bir fikir gibi görünüyordu. Nereden bilebilirdim ki çocuk seanslarının saat 15.30 da son gösterildiğini...RifBaba' nın arkadaşı da geç kalınca 21:00 seansını kaçırdılar. Bir sonraki 22:00 de. E ben hasta hasta çocukla gece yarılarına kadar kapanmış bir alışveriş merkezinin otoparkında ne yapacağım? Suratlar sallandı ve hepberaber Karşıyaka sahile oturduk. Alpi' ye görünce delirdiği Dragon Ball' unu aldık ve o halde koşturduk. RifBaba' da arkadaşıyla derin sinema sohbetine girdi. Sonuçta ne oldu? Pazar günü RifBaba taktı koluna arkadaşını "Terminatör" ü bensiz izlemeye gitti!

0 yorum:

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More